içinde

Uyku ve Zihin Arasındaki Bağlantılar

Bu hızlı tempolu ve telaşlı dünyada bile uyku, vazgeçilmez kabul edilen şeylerden biridir. Birine ne kadar stres yüklenirse yüklenilsin, bir kişinin vücudu ve zihni kişinin uzun bir süre uykusuz kalmasına izin vermez. Kafein ve işle ilgili stres ve kaygı gibi aşırı uykuya dalma arzusuna rağmen bir kişiyi uyanık tutmanın birçok yolu vardır. Uykusuzluk ve uykusuzluğun vücut üzerindeki bedeli iyi belgelenmiştir, ancak ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dair daha az somut kanıt vardır. Genellikle uyku sırasında zihnin tam olarak kapanmadığı varsayılır, ancak bu bir süre dinlenmeye ihtiyaç duymadığı anlamına gelmez. Uykusuzluğun kişinin ruh sağlığı üzerinde pek çok potansiyel yan etkisi vardır ve bunlardan bazıları sorunun kendisini daha da kötüleştirebilir.

Uykusuzluğun en iyi belgelenmiş yan etkileri arasında duyguların dengesizliği var. Sık sık uykusuzluk çeken insanlar karamsar ve sinirli olma eğilimindedir. Bazı durumlarda, duyguları saçları tetikliyor gibi görünüyor ve en ufak bir yorumla “normal” den “kızgın” a geçiyor. Bunun neden olduğuna dair henüz herhangi bir somut bilgi yoktur, ancak uykusuzlukla ilgili iyi belgelenmiş bir sorundur. Uykunun beyindeki duygularla ilgili bazı kimyasal reseptörleri bir şekilde yenilediği, öyle ki uykusuzluk bu kimyasalların normal üretimini bozduğu teorileştirildi. Şu anda uykuda olmanın üretimi kesintiye uğrattığı veya artırdığı ya da bu bileşikleri başka bir şekilde etkileyip etkilediği belirsiz. Uykusuzluğun neden duyguları etkilediğine dair başka teoriler var, ancak bunlar da varsayımlarını destekleyecek somut çalışmalardan yoksundur.

Uykusuzluğun en kötü yan etkilerinden biri depresyondur, ancak birinin gerçekten diğerinin ürünü olup olmadığı tartışılabilir. Duyguların uykusuzluktan etkilendiği gibi, kişinin genel ruh hali de uzun süreli uykusuzluktan etkilenebilir. Depresyon kişinin duygusal durumuna yakından bağlı olduğu için, uykusuzluğun neden olduğu rahatsızlık, bir kişiyi klinik depresyona itmek için yeterli olabilir. Bununla birlikte, uykusuzluğun gerçekten depresyon için bir faktör olup olmadığı konusunda bazı tartışmalar vardır. Bazıları, bir bağlantı varken, depresyonun uyku eksikliğine yol açtığını varsaymanın, tersi olmaktansa daha uygun olduğuna inananlar var. Akıl sağlığı üzerindeki sonuçlara rağmen, her iki teorinin de ciddi akademik incelemeye alınmadığı unutulmamalıdır.

Bazıları ayrıca bazı anksiyete bozukluklarını uykusuzluğa bağladı. Bununla birlikte, bunun gerçekten önemli olup olmadığı konusunda bazı sorular var. İki sorunu birbirine bağlayan net kanıtlar olsa da, çoğu anksiyete bozukluklarının uykusuzluğa tersine neden olduğuna inanma eğilimindedir. Bununla birlikte, yeterli uykudan yoksun oldukları bir dönemde küçük anksiyete bozuklukları geliştiren kişileri gösteren bazı veriler vardır. Yukarıda olduğu gibi, teorileri ve gözlemleri desteklemek için herhangi bir somut istatistiksel veri bulunmaması nedeniyle daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Uyuşturucu Suistimalinin Karmaşıklığı

Depresyon ve Yeme Bozuklukları Arasındaki Bağlantı