Milliyeti veya sosyoekonomik durumu ne olursa olsun kadınların depresyona yakalanma şansı erkeklerden daha yüksektir. Bu kadar yüksek şansın nedenleri biyolojik ve kültürel faktörlerin bir bileşimi gibi görünmektedir.
Kadınların Hormonal Değişimi ve Yaşam Aşaması
Aşırı hormonal değişiklikler, tüm kadınlar için duygusal dalgalanmaların tepkisini tetikleyebilir. Hormonların depresyona nasıl katkıda bulunabileceğini gösteren çalışmalar var ama nedeni henüz tam olarak belli değil.
Kadın hormonları şüphesiz adet öncesi disforide, doğum sonrası depresyonda ve SAD anında büyük rol oynar. Bu depresyon türleri menopoz döneminden sonra geri çekilir veya durur.
Erken ergenlik döneminde, 11 yaşında veya daha genç bir kız, ergenlik döneminde daha olgun olan kızlara göre depresyon yaşamaya daha yatkındır.
Menopoz öncesi dönemde, 20 ile 45 yaş arasındaki kadınlar depresyona yakalanma riski en yüksek olanlardır. Çalışmanın kaydına göre, bu yaş grubunun% 34’ü majör depresyon semptomlarından şikayetçi.
Depresyon genellikle menopoz döneminde ortaya çıkar, kadının hormonal salgısının değiştiği aşamadır. Genellikle uyku eksikliği, duygudurum dalgalanması, hipertansiyon ve iştahsızlık gibi semptomlar yaşanır.
Kadınlar menopoz sonrası aşamaya geçtikten sonra, bazı çalışmalar, ortalama depresyon puanlarının, premenopozal aşamadaki kadınlar kadar düşük olduğunu göstermektedir. Nitekim menopoz yaşadıktan sonra da depresyona girdiklerini gösteren kadın vakaları vardır. Bu durumda özel nedenlerden biri mevsimsel değişikliklerdir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, dışarıda veya evde çalıştıkları durumu dikkate almayan torunlarına ve ailesine özen gösteren büyükannelerin bile depresyon riski yüksek olduğunu, başka faktörlerin de söz konusu olabileceğini bildiren başka araştırmalar da var.
GIPHY App Key not set. Please check settings