İlişkiler, kariyer, sağlık ve kişisel konularla ilgili olumsuz düşüncelerin ruh sağlığımız için zararlı olduğu kabul edilir. Kötü durumları önceden düşünmek de gereksiz olarak kabul edilir, çünkü kişinin düşünme tarzı hayata bakışını etkiler. Bu düşünceler, bir kişinin sağlıklı yaşam tarzını ciddi şekilde etkileyebilecek karamsar bir düşünme biçimine neden olabilir.
Tutarlı bir şekilde düşünerek ve hissederek, kişi zaten depresyon yaşıyor olabilir. Bu durumla uğraşan bir kişi, enerji ve konsantrasyon eksikliği ile birlikte, görünürde hiçbir neden olmaksızın huzursuz hissedebilir. Depresyon tek seferlik bir olay değildir. Kişi hayatının bir döneminde depresyon yaşamışsa, tekrarlama şansı yüksektir. Bazı insanlar çeşitli şekillerde depresyon sergiler. Bunun semptomları şunlar olabilir: sürekli üzüntü, gerginlik ve sinirlilik duyguları; önemli kilo alımı veya kaybı ile iştahta değişiklik; huzursuzluk; uyku düzeninde değişiklik; olağan hobileri ve ilgi alanlarını yapma zevkinde azalma; karar verme becerilerinin eksikliği; suçluluk, değersizlik ve umutsuzluk duyguları; ve intihar ve ölüm düşünceleri.
Bu tür bir duygudan muzdarip insanlar, kendi aile üyelerinden bile başkalarından yardım istemeyebilir. Depresyonun kişinin ruh sağlığında bir hastalık olduğuna inanılıyor ve bunu tedavi etmek çok kritik olacak çünkü bu sadece hastayı değil, hayatındaki herkesi ve her şeyi etkileyebilir. Depresyonla uğraşan diğer insanlar, bazen bu olumsuz duyguların asla sona ermeyeceğine inanarak kendilerine zarar vermeye çalışırlar. Bu nedenle, herkesin depresyon belirtilerinin farkında olması ve bunun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmesi gerekir.
Depresyon, kişiye ve çevresine bağlı olarak bir dizi faktörden kaynaklanır. Aile öyküsü, bu akıl sağlığı sorununa sahip olmada hayati bir rol oynar. Onu tetikleyen bir başka faktör de travma ve stresli durumlar olabilir. Ölüm, mali sorunlar, ilişki kopmaları ve hayatınızdaki değişiklikler (yeni bir iş, okuldan mezun olmak veya evlenmek) depresyonda hissetmenize katkıda bulunabilir. Bazı insanlar, genellikle hayata karşı olumsuz bir bakış açısına sahip oldukları veya düşük özgüvene sahip oldukları karamsarlık özelliğine de sahiptir. Fiziksel sağlık koşulları da depresyona neden olur. Kanser, HIV veya kalp hastalığı gibi ciddi hastalıklar depresif düşünceleri tetikleyebilir çünkü bu sağlık koşulları kişiyi zayıf ve stresli hale getirir. Depresyonda hissederek, bu tıbbi durumlar işleri olduğundan daha da kötüleştirebilir. Anksiyete, yeme bozuklukları, şizofreni ve özellikle madde bağımlılığı gibi diğer psikolojik bozukluklar, bir kişiyi kolayca depresyonda hissettirebilir.
Depresyonda olmak, kişiyi içten dışa kötü hissettirebilir. Ancak doğru tedavi olan ilk adımı atarak depresyon kasıtlı olarak iyileştirilebilir. Depresyon tedavisi için özel olarak tasarlanmış birkaç ilaç vardır (aynı zamanda antidepresanlar olarak da bilinir). Depresyon duygularını ortadan kaldırmanın bir başka yolu da psikoterapidir. Duyguları ifade ederek ve bunu bir terapistle paylaşarak depresyon hafifletilebilir. Psikoterapi türleri, depresif hissetmeyle ilgili düşünce ve davranış kalıplarını tanımlamaya yardımcı olan bilişsel davranışçı terapiyi içerir. Kişilerarası terapi ise depresyon ve sorunlu ilişkiler arasındaki bağlantıyla ilgilenir. Daha uzun bir terapi süreci, depresyonu bir kişinin özellikle çocukluk döneminde deneyimlediği belirli olaylara ve çatışmalara bağlayan psiko-dinamik terapi olacaktır. Grup terapisi daha çok diğer depresif insanlarla etkileşim üzerine kuruludur, terapistle kaba deneyimler paylaşır ve aynı zamanda danışmanlık sunar.
GIPHY App Key not set. Please check settings