içinde

Kağıt, Tahıl ve Matbaa Konuları

Kağıt greninin yönü, baskı projenizde önemli bir rol oynar. Kağıt yönünün doğru kullanımı, yazdırma işinizin kalitesini garanti eder. Aynı zamanda projenizin esnekliğini ve sanatsal yönünü de sağlayacaktır. Baskı işinizde en iyi sonucu ortaya çıkarmak için, kağıdın hangi kısmının hangi yönde yazdırılabileceğini belirlemeniz gerekir.

Tane yönü iki tiptedir: uzun lifli ve kısa lifli. İlk tür, en uzun kenarlıkla aynı yönde uzanan kağıdın gren yönünü ifade eder. Kısa lif ise kağıdın en kısa kenarlıkla aynı yönde uzanan gren yönünü ifade eder.

Hangi gren yönünün kullanılacağına karar verirken, baskı ürününün türünü göz önünde bulundurun. Tam renkli dijital baskı kullanırken, baskı işlemi sırasında kağıdın esnemesini azaltmak için uzun gren yönünü kullanın. Renklerin görsel etkisini de artıracaktır.

Terbiye işlemleri söz konusu olduğunda tane yönü de çok önemlidir. Dayanıklı bir ürüne sahip olmak için puanlama ve katlama gibi baskı işlemlerinde uygun gren yönünün kullanılması gerekir. Kağıdı grenlere karşı puanlamak ve katlamak, baskı son ürünlerinizi güçlendirecektir.

Kartvizitler, kartpostallar, posterler, antetli kağıtlar, çıkartmalar ve benzerleri gibi basılı ürünler, uzun grenli baskı yapılarak zenginleştirilecektir. Bunun nedeni uzun tanenin stabilite sağlamasıdır. Damlamalarını veya bükülmelerini engelleyecektir.

Yoğun mürekkep kapsamı kullanan etiketler, cd / dvd kapakları, cep klasörleri ve diğer basılı öğeler söz konusu olduğunda kısa gren kullanılmalıdır. Bunun nedeni, kısa taneciklerin katlamayı ve çizmeyi pürüzsüz hale getirmesidir. Ayrıca, ağır mürekkep nedeniyle parçaların çatlama olasılığını da azaltır.

Artık hangi tane yönünün sizin en büyük avantajınıza dönüştüğünü biliyorsunuz. Fırsatı kaçırmayın çünkü bu sizi kaliteli basılı materyallere sahip olmaya yönlendirecektir. İnanın bana, bir fark yaratabilir!

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

POSTA KARTLARI İÇİN KAĞIT STOKLARI

21. Yüzyılda iş başarısı için paradigma