içinde

Yaş, Cinsel Sağlık, Bekaret ve Sapkın Davranış

Araştırmacılar artık bir kişinin yaşını cinsel sağlıkta önemli bir faktör olarak görüyor. Yaş her zaman bir faktör olmuştur, ancak bunun tek nedeni yaş faktörlerinin dayanıklılık ve teorik olarak cinsel aktivitelerde deneyim gibi şeylere dönüşmesidir. Bununla birlikte, son zamanlarda sonuçlanan çalışmalar, özellikle daha fazla dış faktör dikkate alınırsa, yaşın bir kişinin cinsel sağlığı üzerinde daha doğrudan bir etkisi olabileceğini göstermeye başlıyor. Araştırmaya göre, bekaretini ortalamadan daha genç veya daha ileri yaşta kaybeden insanlar (belirli toplum faktörlerine bağlı olarak oldukça öznel olabilir), cinsiyetle ilgili fiziksel ve psikolojik “tuhaflıklar” geliştirebilirler.

Araştırmacıların belirttiği ilk şeylerden biri, yalnızca yoksunluk eğitiminin istatistikler üzerinde ne kadar az önemli etkisinin olduğuydu. Ham istatistiksel verilere göre, bekaretini daha genç yaşta kaybeden insanlar, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanma riski ortalamadan önemli ölçüde daha yüksekti. Aynı zamanda, bir kişinin birden fazla partnerle ilişkiye girme ve alkolden etkilenen cinsel temas öyküsü geliştirme gibi diğer cinsel sağlık risk faktörlerini geliştirme şansını artırdığı da ortaya çıktı. Kaçınma dışındaki kontrasepsiyon yöntemlerinin bilinmesi, cinsel yolla bulaşan hastalık risklerini azaltmada etkili oldu, ancak yalnızca yoksun bırakma eğitimi önemli bir etki göstermedi ve bazı verilerin ima ettiği gibi, aslında riskleri artırabilir.

Araştırmanın bulgularına göre cinsel sağlık işlevleriyle ilgili sorunların hem “erken” hem de “geç” kişilerde arttığı görüldü. Sonuçlar, erkeklerde ortaya çıkan en yaygın sorunlardan birinin, ereksiyon ve erken boşalmayı sürdürememe olduğunu gösterdi. Verilere göre erkeklerin çoğu bu sorunları bir süre yaşama eğilimindeyken, bekaretini genel olarak kabul edilen yaş ortalamasından önce veya sonra kaybedenler için daha belirgin ve kalıcı bir durumdur. Bazı veriler, aynı zamanda, yaşamın erken veya geç dönemlerinde cinsel ilişkiye giren kadınların da uyarılma ve orgazm olma durumuna ulaşmada zorluk yaşayabileceğini gösterdi.

Daha sonraki bir tarihte seks yapmaya başlayan genç erkeklerin, daha erken başlayan meslektaşlarına göre daha fazla cinsel sapkınlık ve işlev bozukluğu geliştirdiği kaydedildi. Sapmaların çoğu, içinde bulundukları sosyo-kültürel bağlama bağlı olarak muhtemelen sıradan kabul edilebilir, ancak işlev bozukluklarının doğası gereği hem psikolojik olma eğilimi vardır. Bu, kişinin fiziksel bir cinsel uyarılma durumuna girebilmesi için belirli çevresel “kriterlerin” karşılanması gereken koşulları içerir.

Araştırmacılar, bazı sapkın cinsel davranışlar ile kişinin bekaretini kaybettiği yaş arasındaki bağlantıların tam olarak ne olduğunun şu anda belirsiz olduğunu itiraf ettiler. Bulgular, cinsel sağlık ve bunun psikolojik sonuçları açısından karmaşık bir tablo ortaya koyuyor, ancak mevcut verilerden bir neden-sonuç senaryosunu ayırt etmek zor. Bazı yönlerden verilerin, bazı devlet okullarında empoze edilenler gibi sadece yoksunluk eğitimini desteklediği bulunmuştur. Bununla birlikte, diğer veriler de sadece yoksunluk eğitiminin desteklenmemesi ve kabul edilmemesinin daha sonra cinsel davranış ve uygulamalar açısından sorunlara yol açabileceğini göstermektedir. Şu anda, araştırmacılar argümanın hangi tarafında destekledikleri konusunda herhangi bir resmi açıklama yapmadılar.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Agel OHM: Enerji Seviyelerinizi Güvenle Yedekleyin!

Agorafobi: Pazardan Çıkın ve Korkunuzu Fethedin