içinde

Ülserin En Yaygın Yönlerini Çevreleyen Mitler

Ülser, karın rahatsızlığı, ekşi veya ağrı ile kendini gösteren bir mide-bağırsak hastalığıdır. Ülser, gastrointestinal sistemin farklı noktalarında iltihaplanma veya lezyonları içerir ve hatta bitişik organları bile etkileyebilir. Çoğu ülser türünün tedavisi kolay olsa da, bozukluğun ciddi biçimleri bazen ağızdan tıbbi tedaviye yanıt vermez ve cerrahi müdahale gerektirir. Kötü muamele edilirse, perforat ülser ve kanayan ülser gibi komplikasyonlar bazen hastanın ölümüne neden olabilir.

İlk etapta ülser gibi sindirim rahatsızlıklarının oluşmaması çok önemlidir. Ülsere, Helicobacter pylori adı verilen bakteriler ve mide asidi ve pepsinlerin aşırı iç salgıları neden olur. Bu faktörler çoğunlukla ülserin gelişmesinden sorumludur, ancak diğer faktörler de hastalığa katkıda bulunur (alkol, sigara ve kafein kötüye kullanımı).

Ülserin özelliklerini çevreleyen pek çok efsane vardır ve bunların çoğu araştırma bulguları ve istatistiklerle çelişmektedir. Muhtemelen ülserle ilgili en popüler efsane, insanların kişiliklerinin ülser olup olmadıklarını etkilediğini savunuyor. Hastalığın gelişimini belirlemede kişiliğin bir rol oynadığına dair bir kanıt yoktur ve duygular ile ülser arasında bir bağlantı yok gibi görünmektedir. Öte yandan, farklı ülser formları geliştiren kişiler, hastalığa yakalanmaya yönelik fiziksel yatkınlıklar gösterebilirler. Ayrıca, belirgin bir kalıtsal karaktere sahip olduğu düşünüldüğü için ülser, geçmiş nesillerden miras alınabilir. Duygusal rahatsızlığın ülser gelişimini kolaylaştırabileceğine dair inançlar hala tartışmalıdır. Sağlıklı yaşam tarzına sahip olan ve az miktarda strese maruz kalan kişilerde ülser formları da gelişse de, bazı durumlarda duygusal sıkıntı hastalığa katkıda bulunuyor gibi görünmektedir.

Geçmişte ülser gibi sindirim bozukluklarının gelişiminden belirli yiyeceklerin veya diyetlerin tek başına sorumlu olduğu düşünülüyordu. Kafein, süt, alkol ve bazı çayların mide asidi salgılanmasını artırdığı gerçeği olmasına rağmen, diğer içecek veya yiyeceklerin ülseri etkilediği görülmemektedir. Ancak ülser semptomlarını hafiflettiği düşünülen bazı içecekler aslında iç rahatsızlığı artırabilir. Süt ve çaylar ülserin ekşiliğini geçici olarak hafifletebilir, ancak aynı zamanda mide asidi salgılanmasını da artırdığı için kaçınılmalıdır.

Ülserle ilgili bir yanlış anlama, duodenum ülserinden yalnızca erkeklerin etkilendiği fikrini ortaya koymaktadır. Duodenal ülser, bozukluğun diğer formları gibi, yaşa bakılmaksızın her iki cinsiyeti de etkiler. Geçmişte erkekler duodenal ülserden karşı cinsten daha fazla etkilenmiş olsa da, bu günlerde hem erkekler hem de kadınlar ülserden eşit derecede etkilenmiş gibi görünüyor.

Ülserle ilgili başka bir efsane, ülseri olan bir kişi daha iyi hissetmeye başladığında, bunun ülserin iyileştiğinin bir işareti olduğunu savunur. Bazı daha hafif ülser türleri diğerlerinden daha çabuk iyileşse de, bir ülserin iyileşmesi yaklaşık iki ay sürer. Tıbbi tedavi gören hastaların durumlarında iyileşmeyi çok daha erken fark edebilecekleri doğrudur, ancak bu, hastalığın tamamen üstesinden geldikleri anlamına gelmez.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Protein ve Protein Takviyeleriyle İlgili Mitler

Crest Spinbrush’ım