Saçımıza genellikle taçlandıran ihtişamımız denir. Durumu, herhangi bir kişinin fiziksel çekiciliğini artırabilir veya azaltabilir. Cildimiz gibi saçlarımız da tüm fiziksel ve psikolojik durumumuzun iyi bir göstergesi olabilir ve bize vücudumuzun dengede olup olmadığını söyler. Fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı bir kişinin saçları ışıltılı ve ışıltılı, saç derileri esnek ve nemli olacaktır. Saçlarımız matlaşır ve cansız hale gelir, dökülmeye ve uçları bölünmeye meyillidir ve aşırı aktif yağ bezlerinden mumlu hale gelir.
Saç dökülmesi, hem erkekleri hem de kadınları etkileyen oldukça yaygın bir durumdur. Günlük olarak yüz saç telini kaybetmek normal olsa da, bundan fazlası saç dökülmesi olarak kabul edilebilir. Bu durum, kalıtsal olarak sınıflandırılabilir veya altta yatan tıbbi veya psikolojik bir durumun bir yan etkisi olarak ortaya çıkarılabilir. Bunların dışında saçın aşırı şekillendirilmesi, sert şampuanlar, kuvvetli ve çok sık saç fırçalama, yiyeceklere, ilaçlara veya diğer alerjenlere karşı alerjik reaksiyonlar da saç dökülmesine neden olabilir. Popüler kanının aksine, kalıtsal saç dökülmesi aşırı saç dökülmesinden değil, daha önce dökülen saçların yerini alacak saç büyümesinin olmamasından kaynaklanır. Öte yandan hastalık gibi fiziksel veya psikolojik durumlar; hormonal değişiklikler; gebelik, doğum ve doğum kontrol hapı kullanımı; sinirsel alışkanlıklar; ve kemoterapi.
Saç dökülmesine neden olabilecek bir diğer durum aşırı strestir. Olumlu ya da olumsuz olmasına bakılmaksızın, neredeyse her insan deneyiminde stres mevcuttur. Vücudumuzun yaşamın baskılarına olumsuz tepkisi olarak görülebilir ve bireysel olarak bizi nasıl etkilediği tahmin edilemez; Bazen stres, bizi rahatsız eden sağlık koşullarının nedeni veya ağırlaştıran şey olarak hemen görülmez. Stresin bedenimiz üzerindeki etkileri büyük ölçüde kişiden kişiye farklılık gösterir, büyük ölçüde stresin miktarına ve bununla nasıl başa çıktığımıza bağlıdır. Göz ardı edilirse zamanla ortaya çıkabilecek ve daha ciddi sağlık koşullarına yol açabilecek herhangi bir sayıda sinsi ve belirsiz semptomla kendini gösterebilir. Çoğunlukla modern yaşamın bir sonucu olarak hissedilir, hepimiz günlük olarak artan miktarda strese maruz kalıyoruz. Günlük iş, aile, okul ve rutin sıkıntısına kapıldığımızda bunu hissediyoruz.
Stres, iki tür saç dökülmesini tetikleyebilir: telogen effluvium ve alopesi areata. Telogen effluvium, çok sayıda saçın uzama evresini durdurup dinlenme aşamasına geçmesine ve sonunda dökülmesine neden olan bir saç dökülmesi türüdür. Stres azaldığında veya ortadan kalktığında, saç sonunda altı ila dokuz ay içinde tekrar büyür.
Alopesi areata, vücudun beyaz kan hücrelerinin saç folikülüne saldırarak saç büyümesini durdurduğu bir saç dökülmesi türüdür. Genellikle küçük yuvarlak bir yama olarak başlar, ancak sonunda tüm kafa derisine yayılabilir ve hatta vücut tüylerini bile etkileyebilir. Çoğu durumda saçlar tekrar uzasa da, bazı hastalar tedavi gerektirebilir.
Saç dökülmesi kötüleşmeden önce derhal tıbbi yardım almak önemlidir. Bir doktor, saç dökülmesinin nedeninin stres, kalıtım veya diğer fiziksel veya psikolojik durumlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirleyebilecektir. Nedeni belirleyerek, uygun bir tedavi önerilecektir. Saç dökülmesinin sebebinin stres olduğu durumlarda, maruz kaldığımız stres seviyelerini azaltmak için bir yaşam tarzı değişikliği gerekebilir. Sağlıklı bir diyet, yeterli miktarda uyku, düzenli egzersiz ve rahatlama, stres seviyelerimizin yönetilebilir miktarlarda olmasını sağlamada uzun bir yol kat edebilir.
GIPHY App Key not set. Please check settings