içinde

Panik Yapmayın, Sadece Astım

Astım krizi genellikle fiziksel bir deneyim olarak kabul edilir. Hastalar genellikle göğüste sıkışma, öksürük ve nefes almak için artan bir çaba yaşarlar. Yine de astımın duygusal bir bileşeni de vardır. Bir saldırı yaşamanın hayal kırıklığı ve saldırı kötüleşirse ne olabileceği korkusu var.

Astım, yaşamı tehdit eden bir durum olabilir. Bu, anksiyete düzeylerini artırarak paniğe yol açabilir ve bu da astım krizini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Anksiyete, kızgınlık ve çaresizlik astım hastası tarafından hissedilen ortak duygulardır.

Yüzyıllar boyunca birçok insan astıma stres veya duygusal bozuklukların neden olduğuna inanıyordu. Bu, duruma bağlı bir damgalanmaya yol açtı ve astımlı, zayıf, endişeli bir kişi, sonsuza kadar hırıltılı ve öksürük şeklinde bir stereotip ortaya çıktı.

Nefes almak, açıkça duyguya bağlıdır. Korkunç bir film izlerken korkuyla nefesimizi keseriz ve bir aksiyon filmine dahil olursak kısa nefes alırız. Bir şey bizi ürkütürse nefesimizi keseriz. Gülmek ve ağlamak kesinlikle duygu ifadeleridir ve her ikisi de normal nefes alma düzenimizde bir değişiklik içerir.

Stres altında olmak hava yollarını kademeli olarak sıkılaştırabilir. Bazen insanlar, yakın bir akrabasının ölümü gibi, ilk astım krizini duygularının arttığı bir zamanda yaşarlar. Bu vakalarda kişi muhtemelen zaten astıma duyarlıydı ve travmatik olay ve stres atağı tetikledi.

Bir kişinin inançları da astımını etkileyebilir. Deneyler, astım hastalarının telkin gücünü kullanarak astım atakları oluşturup azaltabileceğini göstermiştir. Tıpkı Pavlov’un köpeklerinin bir zil sesi ile tükürük salgılaması gibi, astım hastaları, alerjen olmasa bile bir alerjeni soluduklarına ikna olurlarsa atak geçirebilirler. Benzer şekilde, aldıkları maddenin tıbbi bir etkisi olmamasına rağmen, rahatlatıcı bir ilaç aldıklarına inanırlarsa rahatlama yaşayabilirler. Bu ‘plasebo etkisi’ birçok durum ve durum için not edilmiştir.

Bu telkin gücü, bazı insanların astım tetikleyicileriyle ilgili bir şey görürlerse neden astımlarının kötüleştiğini açıklayabilir. Bazılarının neden inhaler olmadan olamayacaklarını hissettiğini de açıklayabilir.

Astımın nedeni akılda değildir. Genlerde ve solunum yollarında bulunur. Ama görünüşe göre zihin durumu ağırlaştırabilir.
Araştırmalar, astım ataklarının panik bozukluğuna – tekrarlayan açıklanamayan panik ataklara – bağlanabileceğini göstermiştir. Bu bağlantı sigara içenlerde sigara içmeyenlere göre ve kadınlarda erkeklerden daha güçlü görünüyor.

Ayrıca, depresyon veya panik atağa yatkın annelerin çocuklarının astım geliştirme riskinin arttığı da bulunmuştur.

Daha yakın zamanlarda Wisconsin-Madison Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, astım hastalarının çeşitli farklı kelimeler duydukları testler yaptılar. “Hırıltı” gibi astımla ilgili sözcüklerden bahsetmenin beynin iki bölgesinde tepkileri uyardığını buldular. Bir bölge duygusal tepkilerle ilişkilidir; diğeri ise nefes darlığı gibi vücudun fizyolojik durumu hakkında bilgi edinme ile ilgilidir.

Sonuçlar, beynin duygu işleme alanı ile hastalığa verilen fiziksel tepki arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Astımlı kişilerin beyinleri, iltihaplanma gibi duygusal ve fizyolojik sinyallere aşırı tepki verebilir ve bu da semptomların şiddetini etkileyebilir. Bu, alerjenlere yanıt olarak astım ataklarının neden stresli zamanlarda kötüleşebileceğini açıklamaya yardımcı olabilir.

Bu araştırma bir gün astımı kontrol etmek için ilaçlara veya davranışsal müdahalelere yol açabilir. Bu arada, bazı rahatlama tekniklerinin ve dövüş sanatlarının duygusal olayların tetiklediği astımı kontrol etmeye yardımcı olabileceği biliniyor.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Yiyeceklere Takıntılı Olmayın

Diyetinizi Küçümsemeyin