içinde

İşyerinde stres ve kaygının üstesinden gelmek

Stresli bir dünyada yaşıyoruz. Stres ve kaygıyı atlatmaya ne kadar uğraşırsak uğraşalım, onlarla randevumuz ölüm ve vergiler kadar kesindir. Sıkıntıyla karşılaşmak inkar edilemez bir gerçektir. Stres ve kaygının kişinin hayatında her zaman mevcut olduğunu anlamak kabul edilmelidir … ama bu onu kolaylaştırmaz.

Örneğin, hiç bir patron tarafından seçildiniz mi? Patronun “resmi makam hedefi” haline geldiğin o talihsiz günü kim unutabilir ki? Hiç işlemediğiniz bir hatayla suçlandınız mı? Yaptıklarından memnun olmayan patron, daha önce hiç duymadığınız sözlerle sizi şaşırttı. Hepsinden öte, tüm çalışma biriminin önünde yaptı. Çenenizi kapalı tutmaktan başka çareniz kalmadan, patronunuzun tükürüğünü mantıksız bir şekilde yüzünüze dökmesine izin verdiniz. Yine de “kiraz sırıtışını” taklit etmeyi başarırsınız.

Bu tür durumlar sadece normal bir ofis senaryosudur ancak stres ve kaygıya neden olur. Stres ilk olarak iş yükleri, rekabet ve kişinin vücudunu sıkıntıya sokabilecek diğer uyaranlar gibi dış baskılara atfedildi. Ancak son zamanlarda stres yalnızca dış uyaranlar olarak tanımlanmakla kalmıyor, aynı zamanda bir kişinin başka bir bireyin olumsuz algısına, kapasitesine ve anlayışına tepkisi de olabilir.

Bu arada kaygı, ezici bir korku, endişe veya endişe olarak tanımlanır. Bu yoğunlaşmış duygulara her zaman kronik terleme, huzursuzluk, kalp çarpıntısı, bulantı, nefes darlığı ve baş ağrısı gibi bedensel belirtiler eşlik eder.

İşle ilgili stres ve endişe ve aynı türden kronik bakımlar kişinin iş performansını etkileyebilir. Bir memurla geçmişte yaşanan olumsuz bir karşılaşmanın neden olduğu kaygı, “acil” olarak etiketlenmiş çok sayıda kağıt işi için endişelenme ve bir patronla yüzleşmek endişesi gerçekten de ofis performansını etkileyebilir. Bunun bir profesyonele görünen etkisi sadece iç karartıcı değil, aynı zamanda işsizliğe tek yönlü bir bilet olabilir.

Kimse hemen kovulmak istemez mi? Şirketler, “Üzgünüm efendim, sadece stresliyim” gibi bahanelere boyun eğmezler. Bu yüzden akıllıca pratik anksiyete tedavilerini görün.

Uygun bir diyetle başlayın. Başkaları bu pratik kendi kendine yardım ipucuyla kaşlarını kaldırabilir, ancak aslında bilimsel bir açıklaması vardır. Anksiyete koşulları, “savaş ya da kaç” şeklindeki olağan tepkinin yoludur. Bu, anksiyete ile karşı karşıya kalan veya anksiyeteden kaçan insanların olduğu bir durumdur. Daha sağlıklı bir diyetle vücut daha stabil hale gelir ve sonunda anksiyete reaksiyonları azalır.

Uygun bir tavır takın. Gereksiz kavramlardan geçerek hayatınızı gereksiz yere strese sokmayın. Evet, patronunuz birkaç kez bağırmış olabilir ama kızgınlık beslemek de işe yaramaz. Gücünüzü ve enerjinizi gerçekten en çok ihtiyaç duyduğunuz yere, işe odaklayın. Anksiyete, kişinin zihnini evcilleştirerek yavaş yavaş yok edilebilirdi. Enerjinizi zorba bir patronu sırtından bıçaklamak veya çirkin tavırları olan bir iş arkadaşınızla ödeşmek için kullanmak yerine, bu enerjileri daha değerli bir amaca kanalize etmeyi öğrenin. Doğru tutum, mükemmel bir anksiyete tedavisidir.

Hayat stres dolu ve yaralanmaya hakaret ekleyemeyiz. Daha fazla stres, anksiyete için daha fazla risk doğurur.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Sosyal Fobinin Üstesinden Gelmek

Başarısız Bir Gebeliğin Ağrısının Üstesinden Gelmek