içinde

Hapishaneden Sonra Yaşam

Bir kişi bir suçtan hüküm giydiğinde, ciddi bir hapis cezasına çarptırılacağı anlaşılır. Suçun ne olduğu önemli değil, büyük kafesin içindeyken kesinlikle bir kişiye çok daha az muamele görecekler. Hapishaneler serttir ve gardiyanlar, ziyaretler, yemek saatleri ve günlük işlerle ilgili katı emirler vererek disiplinsizleri disipline etme eğilimindedir. Gardiyanlar, mahkumların hücrelerinin, üniformalarının ve iş çıktılarının sürekli denetlenmesi yoluyla disiplini ve kontrolü sürdürür.

Neredeyse tüm hükümlülerin sonunda bu kadar katı yürekli ve kaba hale geldiği bilinen bir gerçektir. Birçoğu, diğer mahkumların sürekli fiziksel tehdidine karşı genellikle bir tür savunma mekanizması olarak gelen tutum sorunları geliştirmiştir. Bu tehditleri kontrol altına almak için hapishane gardiyanları coplar, tabancalar ve hatta yüksek güçlü tüfeklerle silahlandırıldı.

Popüler bir TV programı “Prison Break”, neredeyse kafesin içinde olmanın nasıl olduğunu anlatıyor. Bu gösteri herkese mahkumlara nasıl davranıldığına, her gün nasıl yaşadıklarına ve günlük rutinlerini nasıl yaptıklarına dair bir fikir veriyor. Hapishanede olmak, özellikle de korkunç hapishanede ilk kez bulunduklarında, kişiye gerçekten korku ve endişe hissi verebilir. İçerideki herkesin kendi grupları vardır ve bu gruplar veya “çeteler” cezaevlerinin nüfusunun çoğunu oluşturur. TV programı, farklı ırklar arasında var olan gerilimi de gözler önüne serdi. Bu farklı ırklar, muhtemelen kendilerini diğer ırksal çetelerden korumak için kendi çetelerini oluştururlar. Her mahpus hayatta kalmaya ve hapishane “topluluğunun” bir üyesi olmaya çalışırken korku ve endişe yaşar.

Elbette, gerçek hayatta hapishanede yaşamak, bir çetenin parçası olmanın veya gardiyanların günlük kural ve emir saldırılarından sağ çıkmanın ötesinde daha derin, kişisel meseleler gerektirir. Mahkumlar ayrıca geçmişleri ve gelecekleri ile de mücadele etmek zorundadır, hücrelerinde geçirdikleri saatleri günlük yaşam ve kaderleri üzerine meditasyon haline getirirler.

Bu noktada mahkumlar, cezayı hak etmek için ne yaptıklarını ve topluma geri verildikten sonra ne gibi bir geleceğe sahip olacaklarını hesaplamak zorunda kalıyorlar. Birçoğu, keyif aldıkları özgürlüğü özledikleri için depresyona giriyor. Kaderlerinin üzüntüsü, görünen adalet eksikliği veya tarafsızlığı yüzünden daha da katlanılmaz hale geliyor. Sevdiklerinin varlığından uzakta, evde özledikleri birçok özel olayı ve sevdikleri insanların hayatlarından ne kadar uzak olduklarını düşündükçe daha derin bir depresyona girerler.

Sert kurallara ve sert cezalara sahip olmak, hapisteki kişiye bazı ciddi zihinsel sağlık sorunları verebilir. Depresyonun yanı sıra mahkumlar, rakip çetelerin takıldığı bahçede yürümenin günlük korku ve endişesiyle baş etmek zorundadır.

Elbette, bazı mahkumların cezalarını tamamladıktan sonra hayatlarını yeniden kazanma ve biraz normal olma fırsatları var. Hapishanede bitirmek, eski mahkum için ikramiye gibidir. Yine de topluma geri dönme fırsatı verilenlerin hapishane sonrası sosyal terapiye girmeleri gerekiyor. Terapiye, onları dış dünya ile nasıl yeniden kaynaşacakları konusunda yeniden yönlendirmek için gereklidir. Depresyon genellikle bu eski mahkumlar sosyal etkileşim ve kabul için daha fazla şans kazandıktan sonra azalır. Hapishaneden sonraki yaşam verimli ve tatmin edici olabilir, ancak her eski mahkumun “yasal” kalması ve hapisten uzak durması taahhüdü ve çabasını gerektirir.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Kanser Tedavisinden Sonra Yaşam – Bir Hayatta Kalandan İpuçları

Yaşam Beklentisi ve Tıbbi Kontroller