içinde

Büyük Duygusal Cinsiyet Ayrımı

Erkekler ve kadınlar iki ayrı, farklı düşünce okuluna sahipler ve sürdürüyorlar. Bu, doğal olarak biyoloji ve fizyolojiden daha fazlasına iniyor. Örneğin, erkekler ve kadınlar acıyı farklı şekilde hisseder, kaydeder ve kabul eder. İkisi, tipik olarak kendilerine atfedilen kültürel rollerin yanı sıra, zihinsel sağlık ve duygusal sağlık gibi faktörlerle de ayrılır. Cinsiyet, kültür ve çevre ile birlikte, bir kişinin stres, depresyon ve duygusal olarak bağlantılı çeşitli problemler ve bozukluklarla nasıl başa çıktığını da belirleyebilir. Ancak son zamanlarda yapılan bazı araştırmalara göre, duygusal bağların finansal kazanç üzerindeki önemi bile iki taraf tarafından farklı şekilde işleniyor.

Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, çoğu insanın, kadınların profesyonel bağlar ve yüksek güçlü pozisyonlar yerine aileyi ve duygusallığı seçme olasılığının daha yüksek olduğuna inandığı bulundu. Çeşitli üniversite öğrencileri arasında, erkek ve kadın test deneklerinin eşit karışımıyla yürütülen çalışma aksini gösterdi. Araştırmaya göre erkek öğrencilerin çoğu, güçlü bir işe sahip olmanın maddi bağımsızlığından çok, bir aile ile yerleşmenin duygusal güvenliğini tercih ettiklerini söyledi. Sonuçlar her iki cinsiyetin de seçim hakkında gerçekten ne hissettiğinin doğru bir göstergesiyse, bu temelde eski klişeyi pencereden atar.

Bununla birlikte, araştırmacıların kendileri, sonuçlara yönelik olası bir uyarıyı işaret ediyor: romantik bir ilişkinin tanımı. Çalışmanın bu yönü, kişisel tanımların sonuçları bir şekilde etkilemesi mümkün olacak şekilde netleştirilmedi. Soru sorulduğunda, erkek yanıtlayıcıların herhangi bir taahhüt veya duygusal bağ olmadan seksi “romantik bir ilişki” olarak kabul etmelerinin belirgin bir olasılığı vardı. Diğer öznel tanımlar da sonuçları etkilemiş olabilir, bu nedenle araştırmacılar nasıl ilerleyeceklerinden tam olarak emin değiller. Bir yandan, veriler oldukça ilgi çekicidir ve finansal güvenliğe karşı duygusal sağlıkla ilgili cinsiyet görüşlerine yepyeni bir ışık tutmaktadır. Öte yandan, “romantik bir ilişki” için bir tanım açıkça ve nesnel olarak tanımlanmadıkça bu tür bir çalışmanın gerçekten doğrulanamama şansı bir sorundur.

Test, öğrenci vücudundaki belirli tepkileri ölçmek için tasarlandı. Fiziksel uygunluk, finansal istikrar, duygusal tatmin ve boş zaman gibi hedefleri içeriyordu. Deneklere romantizm lehine herhangi birini feda etmeye istekli olup olmayacakları sorulmadan önce bunlar önem sırasına kondu. Erkek deneklerin yüzde altmış biri ve kadın deneklerin% 51’i olumlu yanıt verdi, bu da çalışmayı gözlemleyen insanların çoğunun beklentileriyle çelişiyor. Sonuçlara göre, bir dizi erkek, seyahat fırsatları ve iş istikrarı gibi yaygın olarak gerçekleştirilen hedefler yerine “çekici bir ortak” almaya istekli olacaktır.

Araştırmacıların belirttiği bir şey, “romantizmin” erkekler ve kadınlar tarafından aynı şekilde tanımlanmasının gerekmeyebileceğidir. Tıpkı bazı erkeklerin cinsel bir bağı “romantizm” ile eş tutması gibi, bazıları da kelimenin ortalama bir kadının yaptığı anlama geldiğini görebilir. Ancak, bu otomatik olarak bir kadının “romantizm” ile ilişkilendirdiği her şeyin erkekler tarafından ilişkilendirildiği anlamına gelmez. Araştırmaya göre uzun vadeli bağlılık, aile ve evlilik erkeklerin “romantizm” tanımının kapsamı dışında kaldı.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Büyük Buhran

Büyük Yeraltı Bozukluğu