Ayrılık kaygısına sahip olmak, herkes tarafından deneyimlenmek normaldir; bir yetişkin, bir genç veya bir çocuk olabilir. Bu duygu temelde belirli bir kişiden, şeyden veya yerden ayrılma korkusu veya endişesidir. Örneğin, bir çocuk ana babasının onu okulda yalnız bırakmasına izin vermeyebilir veya bir ebeveyn kızını veya oğlunu yatılı okula göndermekten şüphe duyabilir.
Çoğu zaman, bu tür sosyal anksiyete bozukluğu yalnızca geçici veya kısa ömürlüdür. Bununla birlikte, korku veya endişe aşırı hale geldiğinde, durum daha sonra Ayrılık Kaygısı Bozukluğu veya SAD olarak kategorize edilir. Bu tür bir anksiyete bozukluğuna sahip bir kişi, kendisi için en önemli olan şeylerden veya bireylerden ayrılmaktan aşırı derecede korkar. Korku süreklidir ve sosyal kaygı duygusu yoğundur.
Söz konusu durum için semptomlar kesintisiz dört hafta sürdüğünde kişiye ayrılık anksiyetesi bozukluğu teşhisi konur. Aşağıdakiler SAD için semptomlardır:
1. Kişiyi veya bağlanma nesnesini kaybetme konusunda aşırı ve ısrarcı endişe.
2. Ayrılık üzerine tekrarlayan kabuslar.
3. Kişiden veya bağlanma nesnesinden ayrılma konusunda yinelenen endişeler.
4. Bağlanma nesnesine yakın olmadan uyumayı reddetme.
5. Belirli bir olayın, kişiden veya bağlanma nesnesinden ayrılma ile sonuçlanacağına dair aşırı ve ısrarcı korku.
Bazı durumlarda, SAD’den muzdarip bireylere panik bozukluk, DEHB ve bipolar bozukluk gibi başka tür psikolojik bozukluklar teşhis edilir.
Çocuk vakalarına gelince, genellikle çocuklarının SAD’den muzdarip olup olmadığını ilk fark edenler ebeveynlerdir. Bir ebeveyn, bir çocuğun ayrılık anksiyetesi bozukluğundan muzdarip olup olmadığını aşağıdaki işaretlerle kolayca belirleyebilir:
1. Evde aşırı yakınlık veya bağlanma.
2. Okulda veya mahallede diğer çocuklarla sosyalleşme veya oyun oynama isteği sıfır.
3. İştahta gözle görülür değişiklik.
4. Uykuda göze çarpan değişiklik.
SAD üzerine yapılan son araştırmalar, belirli bir nesneden veya kişiden ayrılma konusunda aşırı kaygıyı tetikleyen bir dizi faktör olduğunu açıklamaktadır. Bu faktörler arasında genetik, çevresel, aile yaşamı ve biyolojik yer alır. Genetiğin çocuklarda SAD vakalarıyla çok ilgisi vardır, çünkü bir çocuk ebeveynlerinin aşırı ayrılık korkusunu ve endişesini miras alabilir. Aile fertlerinin durumlarını çocuklarına aktarması mümkündür. Ek olarak, bir çocuk, aile içindeki travmatik deneyimler, olaylar ve ilişkiler nedeniyle de SAD geliştirebilir.
Bir çocuğun ayrılık anksiyetesi bozukluğuna sahip olduğuna inanılırsa, ebeveynlerin çocuklarının bir doktor veya tıp uzmanı tarafından görülmesi ve uygun şekilde teşhis edilmesi son derece tavsiye edilir. Daha önce de belirtildiği gibi, SAD diğer bozuklukların bir işareti veya semptomu olabilir, bu nedenle doğru bir teşhis ve acil tedaviye sahip olmak şarttır. Doktorlar genellikle genç hastalara daha iyi bir gelecek ve çocukların sağlığı için bir dizi psikiyatrik değerlendirme ve testten geçmelerini önerir.
GIPHY App Key not set. Please check settings