“Bir ormanda iki yol birbirinden ayrıldı ve ben, daha az gidilen yolu aldım ve bu büyük bir fark yarattı.”
– Robert Frost
Aynı derecede tartışmalı Toronto film uzmanı Reg Hartt tarafından Hitlers 1934 Nürnberg Rallisi hakkında çok tartışmalı bir film olan Leni Riefenstahls Triumph of the Will’i Cineforum’da (evinde bir değişim tiyatrosu) izledim. Film beni uçurdu. Hitler’in propaganda makinesinin güçlü, gerçek hayattaki bir tasviri ve kitle iletişim araçlarının manipülasyonunun korkunç sonuçlarıydı. Nürnberg sokaklarında yürüyen sonsuz askerlerin sütunlarının havadan görüntülerini görünce ürkütücü bir ürperti omurgamdan geçti. Führer’i masum gülümsemeler ve genç idealizmin uzanmış elleriyle selamlayan küçük Alman erkek ve kızları. Küçük Alman gençleri ölüm davullarını çalıyor. Hitler sadık askerler denizini ayırıyor. Ve bu küçücük, alçakgönüllü ve oldukça sade görünen canavarın büyüsüyle büyülenmiş bir ulusu seyrediyor.
Beni asıl etkileyen şey, film bittikten sonra Reg Hartts’ın yorumuydu. Bir bayan o filme defalarca izlemeye gelip durmuştu. İzlemeye on altı kereden fazla katılmıştı. Ona filmde neyi bu kadar büyüleyici bulduğunu sorduğunda. Ona Hitlers geçit töreninde bir çatıdan aşağıya bakan filmdeki genç gülümseyen kız olduğunu söyledi. Annesi, Babası, kız kardeşleri ve erkek kardeşiyle birlikteydi. Nazi bayrağından vazgeçiyorlar ve Hitler’e tezahürat yapıyorlardı. Yahudilerdi. Ailesinde hayatta kalan tek kişiydi.
Hangi bayraktan feragat ediyorsunuz? Daha fazla düşünmeden, incelemeden hangi sürü zihniyetini kabul ettik? Daha az gidilen yolu seçmen için sana meydan okuyorum. Sıradışı liderliğe yol açan alışılmadık bilgidir.
Sıradışı bir şey yapın. Kütüphaneye gidin ve bir milyon yıl içinde asla dokunmayacağınız bir kitap seçin. Nadiren gördüğünüz türde bir film izleyin. Çoğu insanı harekete geçirecek bir konuyla ilgili bir derse katılın ha? Bu ay yapabileceğiniz veya deneyimleyebileceğiniz ve nadir görülen tek şey nedir? Git yap onu.
GIPHY App Key not set. Please check settings