içinde

Zihinsel Rahatlık Hakkındaki Gerçek

Pek çok insan hala akıl hastalığı teşhisi konan insanlardan korkuyor ve yanlış anlıyor. Zihinsel veya psikolojik bozuklukları olan kişiler genellikle potansiyel olarak tehlikeli veya en azından başkalarına fiziksel zarar verebilecek kişiler olarak algılanır. Psikiyatrik koşullar, tıpkı fiziksel hastalıklar gibi birçok biçimde olabilir. Genel olarak, psikolojik bozukluğu olan bir kişinin kafası karışır ve normal bir düşünme veya akıl yürütme süreci yoktur. Psikolojik bozukluğu olan bir kişi normal bir şekilde konuşmaz, davranmaz ve emirlerle ilişki kurmaz. Akıl hastalığı genellikle günlük yaşamın sıradan talepleriyle başa çıkma kapasitesinin düşmesine neden olur. Akıl hastalıkları her yaştan, cinsiyetten, ırktan, dinden veya gelirden insanı etkileyebilir. Bu hastalık kişisel zayıflığın, karakter eksikliğinin veya kötü yetiştirilmenin bir sonucu değildir. Akıl hastalıklarının semptomları bazen rahatsız edici olabilse de, hemen hemen tüm vakalarda genellikle iyileşme mümkündür.

Anlamadığımız şeylerden korkmak insan doğasıdır. Zihinsel hastalığı olan bir kişiyle karşılaşan bir kişide genellikle ortaya çıkan korkunun yanı sıra, ruhsal hastalıktan bahsederken olumsuzluk yaratan belirli bir damgalama taşıdığından bahsetmeye gerek yok. Bu damgalamadan dolayı, birçok insan dışlanmaktan veya hor görülmekten korktuğu için akıl sağlığı sorunu için yardım almaktan çekiniyor. Çoğu akıl hastalığı için etkili tedavi mevcut olduğu için bunun olması talihsiz bir durumdur. Daha da kötüsü, akıl hastalığı olan kişilerin yaşadığı damgalanmanın, hastalığın kendisinden daha yıkıcı olabilmesidir.

Mitler, bu tür akıl sağlığı sorunları ile birleştirilmiştir. İnsanlar gerçeği bilmeli, çünkü akıl hastalığının varlığını inkar etmeye devam edecekler ve hatta konudan tamamen kaçınacaklar. Akıl hastalığı olan kişilerin tehlikeli ve şiddet eğilimli olduğunu söylüyorlar. Zihinsel olarak rahatsız olan bazı kişiler suç işlemiş ya da başkalarına zarar vermiş olsa da, psikolojik sorunları olan tüm kişilerin çevrelerindeki diğerlerine zarar verebileceği kesinlikle doğru değildir. Aslında, psikolojik sorunları olan pek çok kişinin kendisi de şiddet kurbanıdır.

Başka bir efsane, akıl hastalığı olan kişilerin diğerlerinden daha az zeki olduğunu söylüyor. Birçok çalışma, akıl hastalarının çoğunun ortalama veya hatta ortalamanın üzerinde zekaya sahip olduğunu göstermiştir. Akıl hastalığı, zekası, gelir seviyesi veya sosyal sınıfı ne olursa olsun herkesi etkileyebilir. Bu hastalık bir karakter kusuru değildir ve zayıf olmakla veya irade eksikliğiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür hastalıkları olan insanlar kendi iyileşmelerinde büyük rol oynayabilirlerse de, hastalanmayı seçmediler. Psikolojik olarak hasta bireyler tembel değildir, ancak hastalıklarından “kurtulamazlar”. Bu hastalık, diğer insanların dediği gibi tek ve nadir bir hastalık değildir. Depresyon, anksiyete, kişilik bozuklukları, şizofreni, yeme bozuklukları ve beyin bozuklukları dahil birçok bozukluğun geniş bir sınıflandırmasından oluşur.

Kelimeler akıl hastalığından muzdarip insanlara zarar verebilir. Çılgın, psikopat veya kaçık gibi kelimeler akıl hastalığının damgalanmasını gerçekten canlı tutabilir. Bu sözler ruh sağlığı sorunları olan insanları rahatsız eder. Çoğu insan bu kelimeleri herhangi bir zarar verme niyetinde olmadan kullansa bile, birisiyle alay etmek ve zihinsel durumuyla alay etmek yine de zalimliktir.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Kilo verme ve diyet hakkındaki gerçek

Yaşlılık Anlarının Gerçeği