Zamanlama herşeydir. Hayatın her alanında, sevdiğiniz bir yemeği pişirmek, günlük işlere katılmak veya en sevdiğiniz TV programına zaman ayırmak gibi karmaşık olmayan işler olabilir – zaman her zaman önemlidir. Belki de dünyadaki her çocuğa bir zamanlar bir ebeveyn ya da şefkatli bir yetişkin tarafından “… boşa harcayacak vaktin olmadığı” söylendi. Doğrusu, zamanımızı gerçekten akıllıca kullanmalıyız.
Görünüşe göre, çocukta ayrılık kaygısının üstesinden gelmek için zaman da önemlidir. Çocuklarda bu türden ezici bir korku, ebeveynlerinin “görünürde hiçbir yerde” olmadıklarını hissettiklerinde ortaya çıkar. Ağlama ve ara sıra öfke nöbetleri gibi çocuksu davranışlar, sizin ve çocuğunuzun “sağlıklı bir bağlantı” kurduğunun tezahürleri olarak kabul edilebilir. Bu davranışlara çocuğunuzun yardımınızı isteme ya da dikkatinizi çekme yolu olarak bakmak en iyisidir.
Ancak tıp uzmanları, ayrılık anksiyetesinin erken aşamalarında bile uygun müdahalelerin yapılması gerektiğini tavsiye ediyorlar. Bazı araştırmalar, bu bozukluğun tesadüfen bırakılmasının veya ihmal edilmesinin çocuk üzerinde hastalık ve başka olumsuz etkilere yol açabileceğini göstermektedir.
Bu ışıkta, zamanı doğru kullanmanın ve buna uymanın çocukların ayrılık kaygısının üstesinden gelmesine nasıl yardımcı olabileceğini inceleyelim. Araştırmalara göre, bu büyük korku büyük olasılıkla bir çocukta sekizinci aydan büyümesinin ilk yılına kadar kendini gösteriyor. Çocuğun ebeveynlerin varlığını belirleme ve belirleme yeteneği çok önemlidir. Bebeği veya çocuğu bir gündüz bakım merkezinde bırakmak, onları başka korkulara da maruz bırakabilir veya buralarda daha fazla yabancı olması nedeniyle endişelerini artırabilir.
Ayrıca, her çocuğun ebeveynlerinden bağımlılık ve bağımsızlık için zamana ihtiyacı olduğunu bilmek de yararlıdır. Ancak, çocukların bağımlı olmalarına izin verme ve sonra bağımsız olmalarını öğrenmelerine izin verme ayrımı çok önemlidir. Çocuklarıyla bilmeden güçlü bağlar kuran veya gevşek bağlar kuran ebeveynler, bu tür kaygıların gelişimini etkiler. Bu noktada, ebeveynler çocuklarını yavaş yavaş bırakıp bırakmayacakları veya daha fazla bağlanmayı teşvik edip etmeyecekleri konusunda kafaları karışır. Bu senaryo, çocuklara yardım etmek yerine, ayrılık kaygısını daha da karmaşık hale getirecektir.
İzlenecek iyi bir tavsiye, çocukları asla sıkıntılı bir durumda bırakmamaktır. Bir çocuk ne zaman olumsuz açlık, huzursuzluk ve üzüntü duyguları yaşasa, onları bırakmak pratik değildir. Sadece çocuğun duygularını karıştırır. Çocuğunuzu bir bakıcıya veya herhangi bir aile üyesine bırakmaktan başka çareniz kalmadığında, önce çocukla ilişki kurmasına izin vermeniz tavsiye edilir. Bebeğin bebek bakıcısıyla kaliteli zaman geçirmesine izin vermek, kendi özel ilişkilerine sahip olmasını sağlar – bu da bebeğinizin ilgi talebini kademeli olarak azaltmanıza olanak tanır. Gitmen gerektiğinde, sen etrafta yokken bile çocuğunuz iyi olacak. Yanlarında sizinle birlikte diğer çocuklarla eğlenmelerine izin vermeniz tavsiye edilir. Aşamalı bir aşamada, bu, çocuklarınızın daha kendine güvenmesine ve aslında ayrılık kaygısından kurtulmada başarılı olmasına yardımcı olacaktır.
Gerçekten de, çocuklarımızla, ister onları yetiştirme eylemi olsun, ister kaygılarla baş etmelerine yardımcı olun – “kaybedecek an yok.”
GIPHY App Key not set. Please check settings