içinde

Obezite – Salgın Olduğunu Herkes Kabul Etmiyor

Obezite, sağlık ve kişisel gelişim çevrelerinde o kadar önemli bir konu haline geldi ki, kendi “Haberler ve Görüşler” sütununu hak ediyor. İşte Şubat 2006 sayısı.

** Kitap obezite salgınının büyük bir yalan olduğunu iddia ediyor

Yazar Eric Oliver, “Fat Politics: The Real Story Behind America’s Obezity Epidemic” adlı yeni kitabında, son on yılda artan obezite endişesinin kilo verme endüstrisinden kaynaklandığını iddia ediyor.

Oliver’a göre araştırması, “İstatistiklere dayanarak, obezitenin çeşitli hastalıklara neden olduğu veya obezitenin binlerce ölüme neden olduğu şeklindeki suçlamaların çoğunun desteklenmediği” sonucuna varmasına neden oldu.

Yazar, ortalama bir Amerikalı yetişkinin bugün 1975’dekinden 8 ila 12 kilo daha ağır olduğuna itiraz etmiyor. Ancak, bu kilo alımının ortalama sağlık açısından önemine itiraz ediyor.

İlaç şirketlerinin ve diyet endüstrisinin, amacı obezitenin tehlikelerini teşvik etmek olan Uluslararası Obezite Görev Gücü gibi grupları finanse ettiğini iddia ediyor. Oliver’a göre, “neredeyse her önde gelen obezite ‘uzmanı’ kilo verme endüstrisi tarafından finanse edildi veya bir şekilde desteklendi.”

Bu çabanın önemli bir sonucu, 1998’de obezite standardının başarılı bir şekilde düşürülmesiydi. Oliver’ın dediği gibi, “On milyonlarca Amerikalı, bir kilo almasalar bile aniden ‘obez’ hale geldi.”

Oliver’ın ana iddiası, “” aşırı kilolu “veya” obez “olan çoğu insanın doğrudan kilolarından dolayı herhangi bir tehlike altında olduğuna dair bilimsel kanıtlar mevcut değildir.”

Bu, doğrudan obezitenin sağlık üzerindeki etkisine ilişkin mevcut ortodoksluğun karşısında uçuyor. Bizi obezite konusunda uyaranlar, yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalığı ve hatta bazı kanserler gibi durumların olasılığını büyük ölçüde artırdığını söylüyor.

** Çocuklarda obezite, egzersiz olanaklarının olmamasına bağlıdır

Pediatrics’in Şubat sayısında yayınlanan bir çalışmada, Kuzey Carolina Üniversitesi Halk Sağlığı ve Tıp Fakültesi’nden araştırmacı Penny Gordon-Larsen, aşırı kilo ile egzersiz tesislerinin kullanılabilirliği arasındaki ilişkiye baktı.

Araştırmacılar, fiziksel aktivite tesislerinin sayısı, fazla kilolu çocukların oranı ve her alan için ortalama fiziksel aktivite seviyeleri hakkında istatistikler topladı. Dahil edilen tesisler arasında okullar, halka açık rekreasyon tesisleri, parklar ve YMCA’ların yanı sıra dans stüdyoları ve özel spor salonları vardı.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çalışma “daha dezavantajlı toplulukların, mevcut egzersiz tesislerinin sayısı ve türü açısından büyük bir eksikliğe sahip olduğu” sonucuna varmıştır.

** “Gıda güvensizliği” ile zorlanan obezite arasındaki bağlantı

Tulane Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan başka bir çalışmada, “gıda güvensizliği durumu” ile obezite arasındaki bağlantı sorgulanmıştır.

Önceki çalışmalar, bir sonraki öğünün nereden geldiğinden emin olmayan insanların, yiyecek aldıklarında aşırı yemek yiyebileceklerini veya muhtemelen daha az besleyici, daha yüksek kalorili yiyecekler yiyebileceklerini ileri sürdü.

Ancak yaklaşık 17.0000 anaokulu çocuğuyla yapılan çalışmada, “gıda güvencesi olmayan evlerde” yaşayan çocukların fazla kilolu olma olasılığının% 20 daha az olduğu bulundu.

Araştırmacılar, bazı risk faktörlerinin aşırı kiloya katkıda bulunduğu sonucuna vardı. Bunlar düşük fiziksel aktivite, günde iki saatten fazla televizyon izleme, yüksek doğum ağırlığı, düşük gelirli bir aileden olma ve ya siyah ya da Latin olma idi.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Obezite – Toplumumuzu Yiyor

Obezite ve Aşırı Yeme