Kalp Hastalığına Yol Açan Zor Alışkanlıklar

Egzersiz, sigara ve kötü beslenme eksikliğinin ortak noktası nedir? Üçü de sadece kırılması zor alışkanlıklar değil, aynı zamanda kalp hastalığı için risk faktörleri olarak kabul ediliyor. Hareketsizlik veya egzersiz eksikliği, insanların kalp hastalığına yakalanma olasılığının, aktif insanlara göre iki kat daha fazla olmasını sağlar. Aynı zamanda obezite, artmış kan basıncı, artan diyabet riski ve yüksek kolesterol ile ilişkilidir. Uzmanlar, egzersiz yapmamanın sağlık için her gün bir paket sigara içmek kadar kötü olabileceği konusunda uyardılar. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 65 ila 85’i yeterince egzersiz yapamıyor.
Sigara içmek, arterlerde yağ birikimi (ateroskleroz), çeşitli kanser türleri ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi çeşitli kronik rahatsızlıkların gelişme riskini artırır. Ateroskleroz, sigaradan kaynaklanan yüksek ölüm oranlarına büyük katkıda bulunur. Birkaç çalışma, sigara içmenin kalp krizine yol açan koroner kalp hastalığının başlıca nedeni olduğunu göstermiştir. Sigara içenler, nikotin bağımlılığından kurtulmak için ailelerinin, arkadaşlarının, meslektaşlarının ve hatta doktorlarının desteğine ihtiyaç duyar.
Sağlıklı bir diyete geçmek, bazı insanlar için büyük bir başarı olabilir. Bir sebze hayatına ve cips ve çikolatadan uzak durma anlayışına sahipler. Beslenme uzmanları, bir ömür boyu alışkanlıkların üstesinden gelmenin zor olabileceği konusunda hemfikir olsalar da, büyük değişiklikler gerekli olmayabilir. Örneğin, tat tercihini etkilemeden tam yağlı sütten yarı yağsız süte geçerek başlayabiliriz, ancak sağlık açısından önemli yararları vardır. Diyetinizin temel bir parçası olmadığı sürece en sevdiğiniz tatlılardan da kaçınmanıza gerek yoktur.
İngiliz Beslenme Vakfı’na (BHF) göre, koroner kalp hastalığını önleyebilecek beş ana beslenme alanı vardır: kolesterol, kan basıncı, sağlıklı kilo, kan pıhtıları ve lif. Kolesterol, küçük miktarlarda gerekli olan kanda taşınan bir yağ türüdür. Kolesterol hem iyi hem de kötü olabileceğinden, farkı, sağlığı nasıl etkilediğini ve kolesterol seviyelerini nasıl yöneteceğinizi bilmek önemlidir.
Tereyağı, margarin, yoğurt, et, süt, peynir, kekler, turtalar gibi bazı kolesterol formları doymuş yağlardan elde edilir ve büyük miktarlarda arterleri tıkayabilir. Kalbe giden kan akımı kesildiği için kalp krizi meydana gelir. Bununla birlikte, C, E vitaminlerinde ve bazı A vitamini türlerinde bulunan antioksidanlar, bu zararlı kolesterol seviyelerinin birikmesine karşı koyabilir. Meyve ve sebzeler iyi A ve C vitamini kaynaklarıdır ve doymamış katı ve sıvı yağlar iyi E vitamini kaynaklarıdır. Kalpleri sağlıklı tutmak için BHF, insanların günde beş porsiyon meyve ve sebze yemelerini önerir.
Genetik koşullar yüksek tansiyona neden olabilirken, diyetin de koroner kalp hastalığında çok önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Alkol, sigara, obezite, egzersiz eksikliği ve çok fazla tuz yüksek tansiyona neden olabilir. En büyük diyet tuzu kaynağı ekmektir, hazır yemekler gibi işlenmiş yiyecekler de tuz bakımından yüksektir. BHF, çoğu halihazırda oldukça yüksek miktarlar içerdiğinden, yiyeceklere fazladan tuz eklenmemesini önerir. Araştırmalar, muz ve patates gibi potasyum gibi mineraller açısından yüksek olan yiyeceklerin de kan basıncını düşürmede rol oynayabileceğini göstermiştir.
Obezite, kalp hastalığı riskini artırır. Fiziksel aktivite, daralmış arterlerin neden olduğu yüksek tansiyon riskini azaltabilir. Yağın vücutta biriktirilme şekli de riski etkileyebilir. Armut şekilli kişiler, yağlarının çoğu kalça çevresinde biriken kişilerdir, elma şeklindeki figürlerin ise yağlarının çoğu mide çevresinde birikmiştir. Elma şeklindeki erkeklere göre kadınların armut biçimli olma ve kalp krizi geçirme riski daha azdır.
Kan pıhtıları, kan akışını engellediğinde veya durdurduğunda kalp krizine neden olur. Uskumru, sardalya ve somon gibi doğal olarak yağlı balıklarda bulunan omega yağ asitleri gibi kimyasallar içeren yiyecekler kanın pıhtılaşmasını önlemeye ve kalp hastalığına karşı korumaya yardımcı olur.
Yulaf, makarna, patates ve ekmek gibi lif açısından zengin yiyeceklerin kandaki kolesterol seviyelerini düşürdüğü ve bu nedenle kalp hastalığı riskini azaltabileceği bilinmektedir.