içinde

Hormon Gerçek Bir Gençlik Pınarı Olabilir

Araştırmacılar yakın zamanda hayatınızı uzatabilecek bir hormon keşfettiler. Şimdiye kadar bu hormon sadece birkaç farenin ömrünü uzattı, ancak bilim insanlarının hayatımızı da genişletebilecek yeni ilaçlar geliştirmesine yardımcı olabilir. Bilim adamlarının gençliğin gerçek hayat pınarını keşfetmesi harika olmaz mıydı? Fikir, bir zamanlar inandığımız kadar gerçekçi olmayabilir.

Gençlik Çeşmesi
Araştırmacılar tarafından yakın zamanda tespit edilen hormon, tüm memeliler tarafından üretilen doğal bir maddedir. Bu, insanın bu hormonu ürettiği anlamına gelir. Teoride bu hormon veya onun bir türevi, ilerleyen yıllarda insanlarda yaşlanma sürecini azaltabilir veya baskılayabilir. Elbette araştırma hala ön aşamasındadır. Araştırmacıların, insanlarda yaşlanmayı bastırabilecek geçerli bir yaşlanma karşıtı hormon keşfettiklerini iddia etmeden önce önlerinde uzun bir yol var. Bilim insanlarının gelecekteki hedefleri arasında, üretilmiş bir maddenin veya hormonun kendisinin insan yaşamını uzatmaya yardımcı olup olamayacağını araştırmak yer alıyor. Hiçbir şey değilse, bu inanılmaz keşif, araştırmacıların yaşlandıkça vücudumuza ne olduğunu daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.

Klotho Proteini
Bu çalışmada, yüksek düzeyde Klotho proteinine sahip bir fare, aynı hormona sahip olmayan farelere göre çok daha az yaşlanma belirtisi gösterdi. Ulusal Yaşlanma Enstitüsü bu keşiften duydukları memnuniyeti ve heyecanını dile getirdi. Daha sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesine yardımcı olabilecek moleküllerin veya doğal hormonların oluşumunu teşvik etmeye yardımcı olabilir. Bu ne anlama geliyor? Araştırmacılar henüz Klotho proteininin gerçekten hayatımızı uzatıp uzatmayacağından emin olmasalar da, yaşa bağlı hastalıkların şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.

Araştırmacılar şimdi bu molekülün keşfinin, bilim insanlarının moleküler seviyeden yaşlanmayı daha iyi anlamalarına yardımcı olabileceğini umuyorlar. Bu, araştırmacıların yaşa bağlı hastalıklardan muzdarip insanlar için yeni tedavi terapileri keşfetmesine yardımcı olabilir. Bu özel araştırmada, bilim adamları, aşırı aktif Klotho genlerine sahip hayvanların, normal bir gen seviyesine veya gen eksikliğine sahip olanlardan yüzde 30’a kadar daha uzun yaşama eğiliminde olduklarını keşfettiler. Bu, genin yaşlanmayı baskılayabileceğini göstermektedir.

Şimdiye kadar yapılan testler, hayvanlar ve canlı hücreleri içeren deneylerle sınırlıdır. Araştırmacılar çabalarını, bu genin tüm canlı organizmaların yaşam sürelerini düzenlemeye nasıl yardımcı olabileceğini anlamaya yoğunlaştırdılar. Çalışmalar umut verici bir şekilde bu genin yaşlanmayı baskılayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmada bir sonraki adım, daha uzun yaşayıp yaşamadıklarını görmek için geni doğrudan farelere enjekte etmeyi içerebilir. Araştırmacılar ayrıca bu hormonun ne kadarının ve insanlarda bulunduğunu ve mevcut hormon miktarının bir kişinin uzun ömürlülüğü ile ilgili olup olmadığını ölçmeye başlamalıdır. Yaşa bağlı hastalıkları belirli genlerin veya bunların varyasyonlarının eksiklikleri ile ilişkilendiren çok sayıda kanıt vardır. Bu nedenle, makul olarak bu gen ile yaşlanma sürecimiz arasında bir bağlantı olduğu sonucuna varılabilir. Bu keşfin etkileyebileceği hastalıklar ve hastalıklar arasında osteoporoz, felç, Parkinson ve kalp hastalıkları, tüm yaşla ilgili hastalıklar yer alır. Araştırmacıların, insanlarda yaşlanmayı baskılamak için üretilmiş bir proteinin genin kendisinden daha iyi çalışabileceğini bulması olasıdır.

Elbette, insan vücuduyla oynamak risksiz veya komplikasyonsuz değildir. Bu hormonun aşırı seviyeleri, insanlarda insülin üretiminin etkinliğini azaltabilir. Diğer yan etkiler henüz araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmadı. Güzel haberler? Yaşlanmayı yavaşlatma hatta bastırma yönünde kesinlikle ilerleme kaydediyoruz. Kim bilir, belki birkaç yıl içinde doğal bir gençlik çeşmesinin sırlarını gerçekten açığa çıkarabiliriz.

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Hormonal Doğum Kontrol Yöntemi: İyi mi Kötü mü?

Hastane Enfeksiyonları