içinde

Diyet ve Gut Arasındaki İlişki

Gut, yaşlılarda ve kilo sorunu olan kişilerde oldukça yaygın bir hastalıktır. Hastalık ağırlıklı olarak erkekleri etkiler ve 50 yaşın üzerindeki insanlar arasında en yüksek insidansa sahiptir. Gut, belirgin bir kalıtsal karaktere sahip olmasına rağmen, “sağlıksız” diyetler uygulayan kişiler de hastalığa yakalanmaya çok yatkındır.

Tıp bilimcileri yıllardır diyetlerin gut oluşumuna ve ilerlemesine katkısı ile ilgili kesin kanıtlar ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Bu konuda biriken verilerin bolluğu sayesinde, günümüzde yağlı et ve deniz ürünleri diyetini uygulayanlarda gut hastalığının en çok görüldüğünü biliyoruz. Et ürünleri ve deniz ürünlerinin kandaki ürik asit düzeylerini büyük ölçüde artırdığı ve böylece gut oluşumunu kolaylaştırdığı doğrulanmıştır. Bununla birlikte, araştırma çalışmaları, sağlıksız gıda rejimlerine bağlı yüksek ürik asit seviyelerine sahip pek çok insan guttan etkilenmediğinden, hastalığın tek sebebinin uygunsuz beslenmenin olmadığı gerçeğini de ortaya koymuştur. Görünüşe göre gut oluşumu ve ilerlemesi, genetik miras, alkollü içecek tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı ve vücut ağırlığından güçlü bir şekilde etkileniyor.

Son bulgular, düşük yağlı süt ürünlerinin, gutun istenmeyen etkilerinin hem önlenmesinde hem de ortadan kaldırılmasında önemli bir role sahip olduğunu ortaya koymuştur. Görünüşe göre süt proteinleri, gut oluşumunda başlıca sorumlu madde olan ürik asit fazlalığını vücudun dışarı atmasına yardımcı oluyor. İstatistikler, az yağlı süt ürünleri rejimlerini uygulayan kişilerin gut gelişme olasılığının, süt ürünlerini hiç tüketmeyenlere göre iki kat daha az olduğunu göstermektedir. Gut hastalığının ortaya çıkmasını önlemek için beslenme uzmanları, her gün yaklaşık iki bardak yağsız süt içilmesini önermektedir.

Gut hastalığına yakalanma riski olan kişilere domuz eti, sığır eti, kuzu eti ve ördek gibi etlerin alımını sınırlamaları tavsiye edilir. Deniz mahsulleri ayrıca yüksek düzeyde pürin içerir ve bu nedenle mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Karaciğer, kalp ve böbrek gibi sakatatlar, gut riskini önemli ölçüde artırdıkları için kişinin diyetinden kalıcı olarak çıkarılmalıdır. Ek olarak, gut riski taşıyan kişiler, hastalığın gelişmesine büyük katkı sağladığı için alkol tüketimini sınırlamalıdır.

Sebzeler, doymamış yağlar ve doğal lifler içerdiğinden et ürünlerinden çok daha sağlıklı olsalar da, vücudun ürik asit üretimine katkıda bulunan pürinler de içerdikleri için bazen gut gelişme riskini artırabilirler. Bununla birlikte, taze salatalara ve sebzelere dayalı bir rejim, et bazlı diyetlerden çok daha sağlıklıdır. Vücudun fazla ürik asit salgılamasına yardımcı olmak için gut gelişme riski taşıyan kişilerin her gün en az iki litre su içmeleri tavsiye edilir.

Ne düşünüyorsun?

Yazar isnet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GIPHY App Key not set. Please check settings

Yüzmede Son Steroid Kullanım Örnekleri

Relaxed Marathoner, Kazanan bir Koşucudur