Düdük çaldığında ve maç başladığında, kardiyovasküler eğitiminizin sizi sonuna kadar taşıyıp taşımayacağını merak etmek için çok geç.
Güreş yüksek yoğunluklu bir spordur. Bu nedenle, güreş için şartlandırma, yüksek yoğunluklu antrenman gerektirir. Ek olarak, güreş sadece yüksek yoğunluklu güç çıkışı gerektirmez, aynı zamanda bu çıkışı 6 dakikaya kadar sürdürme yeteneği gerektirir. Kardiyovasküler kondisyon, bir güreşçi antrenmanının en önemli yönlerinden biridir, ancak çoğu kez, sezon boyunca güreşçilerin, maçın ilk dakikasından sonra kendilerini yorgun hissetmek için kilometrelerce koştuğunu görüyoruz. Birçok güreşçi bunun neden olduğunu soruyor; cevap basit, yanlış enerji sistemini eğitiyorlar.
Kardiyovasküler eğitim serisinin 1. bölümünde vücuda kalpten, kaslardan ve akciğerlerden bakacağız. Egzersizin vücudu nasıl etkilediğine bir göz atalım.
Egzersiz yaptığımızda kaslarımız enerji için ATP (adenozin trifosfat) kullanır. ATP, kasların kullanabileceği tek enerji şeklidir. Bu doğru olduğu için, doku hücrelerinde sentezlenmiş ve depolanmış ATP yoksa, ağır bir nesneyi kaldırmak veya merdivenlerden yukarı yürümek gibi anında yorucu işler yapamazsınız. Hücrede ATP enerjisi üretmek için aşağıdaki olaylar meydana gelir: İlk olarak, hücrelerde depolanmış yaklaşık 4 saniye değerinde ATP vardır. Bu sürekli kas kasılmaları döneminden sonra, çalışan kastaki ATP tükenir ve hücreler, yaklaşık 25-30 saniye daha enerji sağlayabilen daha fazla ATP oluşturmak için Kreatin Fosfat ve ADP kullanımına başvurur. Bu nedenle hücre, depolanmış kas glikojeninin dönüştürülmesine ve kullanımına başvurmadan önce, sürekli kas kasılması sırasında yaklaşık 30-35 saniyeye kadar sürecek toplam birleşik enerji deposuna sahiptir. Enerjiye 30-35 saniyeden daha uzun bir süre ihtiyaç duyulduğunda, depolanmış kas glikojeni ATP üretmek için parçalanır. Bu işlemin son ürünü daha sonra oksijen varlığında ATP üretimi için de kullanılabilen Piruvata dönüştürülür.
Peki bu vücudumuz için ne anlama geliyor? Aerobik aktivitenin başlangıcı sırasında kalp ve akciğerler oksijen iletmede biraz yavaş olduğundan, piruvat, kalp ve akciğerler yakalanana ve oksijen ihtiyacını karşılayana kadar enerji için kullanılır. Solunum hızı, aerobik egzersizin başlangıcında aşırı derecede yorulur, çünkü kalp, çalışan kaslara yeterli miktarda oksijenli kan sağlayacak kadar hızlı atmıyor ve akciğerler, kalp yakalanana kadar bunu telafi etmeye çalışıyor. Kalp yakalandığında ve yeterli oksijenli kan sağlayabildiğinde, solunum azalır, bu gerçekleştiğinde buna ikinci rüzgarı almak denir. Bunu akılda tutarak, kalbiniz güçlendikçe, kan sisteminden kaslara daha fazla oksijen aktarılacaktır. Bu erken yorgunluğun önlenmesine yardımcı olacaktır. Zihniniz artan iş yüküne uyum sağladıkça, yorgunluktan önce gelen rahatsızlıkları görmezden gelebileceksiniz.
Enerji Dağıtım Sistemleri
Bir güreş maçı sırasında, enerji talebini karşılamak için hem aerobik hem de anaerobik enerji sistemleri çağrılır. Bir sporcu günde 2 mil koşarak antrenman yaptığında aerobik enerji sistemini (VO2 Max olarak da anılır) çalıştırır. Bu sistem, tüm atletik kondisyonların temeli olarak kabul edilir. Güreşçiler için sezon dışında iyi bir katı aerobik antrenman programı, onları sezonun daha yoğun taleplerine hazırlayacaktır. Anaerobik egzersizden kurtulmanın aerobik sistem yoluyla gerçekleştiğini hatırlamakta fayda var, böylece maç boyunca, yoğunluğun azaltılabildiği zamanlarda aerobik sistem aerobik sistemi yenilemek için enerji sağlayacaktır. Kardiyovasküler antrenman serimizin 2. bölümünde, hangi egzersizlerin güreşçiler için en iyi sonuçları sağladığına ve önümüzdeki sezon için antrenmanınızı nasıl hazırlayacağınıza odaklanacağız.
GIPHY App Key not set. Please check settings