Doğum yaptıktan sonra bazı anneler, kendilerini yalnız, yorgun ve depresif hissetmelerine neden olan hormonal dengesizlik ve diğer fizyolojik değişiklikler yaşarlar. Bu psikolojik, fiziksel ve duygusal sıkıntı karışımı doğum sonrası depresyon olarak bilinir. Bu duruma sahip bir anne endişeli, korkmuş, değersiz, yorgun veya huzursuz hissedebilir. Sonunda iştahını kaybedebilir, uyumakta güçlük çekebilir ve bu tür bir depresyon kötüleştiğinde veya daha şiddetli hale geldiğinde çılgına dönebilir veya paranoyaklaşabilir. Bu komplikasyonlardan kaçınmak için depresyondaki annelerin iyileşmelerine yardımcı olacak tıbbi yardım ve tedavi almaları gerekir.
Ancak doğum baskısı ile ilişkilendirilen bu sorunla karşılaşanlar sadece anneler değildir. Yeni araştırmalar, yeni babaların bile anne doğum yaptıktan sonra depresyona girebileceğini gösteriyor. Araştırmaya göre, annelerin yaklaşık yüzde on dördü ve babaların yaklaşık yüzde onu orta ila şiddetli doğum sonrası depresyondan muzdarip. Bebek mavisinin daha yaygın biçiminden daha zararlı olan doğum sonrası depresyon, kişinin üzüntü ve boşluk duyguları yaşamasına, ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaşmasına ve başarısızlık düşüncelerine duyarlı olmasına yol açtığı için daha ciddidir. Depresyondaki anneler ve babalar da aşırı durumlarda intihar düşüncelerini düşünebilirler. Bu duygular doğumdan iki ila üç hafta sonra başlar ve tedavi edilmezse bir yıl veya daha uzun sürebilir. Bu araştırmadaki araştırmacılar, babalarda doğum sonrası depresyonun çarpıcı derecede yüksek olduğunu ve ABD’deki genel yetişkin erkek nüfusa göre iki kattan fazla yaygın olduğunu belirtiyor. Sonuç olarak, pediatristlerin doğum sonrası depresyon için hem anneleri hem de babaları taramak için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini söylüyorlar.
Araştırmacılar, dokuz aylık çocukları olan beş binden fazla iki ebeveynli aile hakkındaki bilgileri gözden geçirdiler ve her iki ebeveynin de depresyona girmesi durumunda bebeklerinin sırtüstü yatarak yatma, anne sütü alma ve anne sütü alma olasılığının daha düşük olacağını keşfettiler. sadece bir şişe sütle uyutuldu. Çalışmada çocuk doktorları da ani bebek ölümü sendromu vakalarını önlemek için bebeklerin sırtüstü yatması gerektiğini kaydetti. Depresyondaki annelerin emzirme, bebeği sırtüstü yatırma veya bebeklerini biberonla yatağa yatırma gibi koruyucu sağlık davranışlarına girme olasılıkları yaklaşık bir buçuk kat daha düşüktü. Bu annelerin, depresyondaysa bebeklerine okuma, hikaye anlatma veya şarkı söyleme olasılıkları daha düşüktü. Çalışma, depresif babaların her iki ebeveyni de depresyondaysa çocuklarıyla dışarıda şarkı söyleme veya oyun oynama olasılıklarının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Çalışmaların sonuçları, gündüz etkileşimleri söz konusu olduğunda, depresyondaki annelerin ve babaların çocuklarıyla daha az olumlu etkileşime girdiğini ve okuma, hikaye anlatma ve şarkı söyleme gibi zenginleştirme etkileşimlerinin seviyesinde belirli bir düşüş olduğunu göstermektedir. Depresyondaki babaların çocuklarıyla etkileşime girmediğini görünce, bu onlar için kritiktir, çünkü normal bir şekilde bilişsel ve duygusal olarak gelişmek için çocuklarla etkileşim ihtiyacını aramak önemlidir.
Kadınlar depresyondayken üzüntü belirtileri gösterirken, erkekler daha kolay sinirlenebilir, saldırgan olabilir ve bazen depresyondayken düşmanca davranabilir. Depresyondaki babalar bebekleriyle etkileşime girmemelerine ek olarak anneyi daha az destekleyebilirler. Bu belirtiler ortaya çıktığında yapılacak en iyi şey, teşhis koyabilecek ve depresyonu tedavi etmek için uygun ilaçları reçete edebilecek bir doktor, danışman, psikiyatrist ile konuşmaktır.
GIPHY App Key not set. Please check settings