içinde

Sorun veya Öngörülen – Maneviyat Bilgisi

İtiraf etmeyi umursadığımdan daha sık, varlığımın özünü sarsan ve inanç sistemimin kalbine meydan okuyan bir soruna rastlarım. Böyle zamanlarda, çevremdeki dünyanın kapandığını hissediyorum ve çaresizliğe doğru bir eğilimin çirkin yüzünü kaldırmaya başladığını hissediyorum. İlk itkim karşılık vermek, saldırgana saldırmak, ya sorundan kaçarak ya da soruna doğru koşarak tepki vermektir.

İtiraf etmeyi umursadığımdan daha sık, varlığımın özünü sarsan ve inanç sistemimin kalbine meydan okuyan bir soruna rastlarım. Böyle zamanlarda, çevremdeki dünyanın kapandığını hissediyorum ve çaresizliğe doğru bir eğilimin çirkin yüzünü kaldırmaya başladığını hissediyorum. İlk itkim karşılık vermek, saldırgana saldırmak, ya sorundan kaçarak ya da soruna doğru koşarak tepki vermektir.

Ama artık ilk dürtülerimi takip etmiyorum. Şimdi geride duruyorum ve bir süre soruna bakıyorum. Sorunu farklı bakış açılarından gözlemliyorum, bu arada sorunun ben olmadığımı, ancak sorunun sadece düşüncemde yapmam gereken küçük bir ayarlamanın göstergesi olduğunu fark ediyorum.

Hiçbir sorun bizden daha büyük ve güçlü değildir. Hepimiz Sonsuz’un çocuklarıyız. Evren bizim tarafımızda önyargılı. Yolumuza çıkan tüm zorluklarla başa çıkmak için içimizde kullanılmamış bir güç ve bilgelik var.

Bütün sorunların içinde, çözümlerinin tohumları vardır. Sessizliği dinlemeyi, talimatları içeriden duymayı ve “durgun küçük sesi” takip etmeyi öğrenmeliyiz. Hayat bize her zaman fısıldar. Bize şu ya da bu yoldan gitmemizi, şu ya da bu yoldan gitmemizi söylüyor. Büyük problemler gibi görünen şeylerden korktuğumuzda, “durgun, küçük sesi” bilincimizden engeller ve yalnızca uğultulu rüzgarları ve fırtınanın gök gürültüsünü duyarız.

Türbülansın ortasında sessiz bir yer bulun. Ruhunuzun içinde sessiz bir yere gidin ve kısa bir süre orada kalın. Soruna rant vermeyin ve öfkelenmeyin. Sadece bu noktaya gidin ve korkularınızın bir anlığına bile sakinleşmesine izin verin. Sorunun çağrısını dinlemeyin, bunun yerine ruhunuzun şarkısını birkaç saniye dinleyin.

Sık sık söylüyorum, anksiyeteye neden olan çevrenizde olanlar değil, etrafınızda olup bitenler hakkında ne düşündüğünüzdür. Kısa bir süre için düşüncelerinizi problemden uzaklaştırın. Sorunu düşünmemeye çalışmayın. Bu işe yaramıyor. Odağınızı problemden uzaklaştırın ve başka bir şey düşünün. Biraz pratikle ikinci doğa olur.

Sizi rahatsız eden her şeyden daha büyük ve güçlü olduğunuzu bilin. Kısa bir süreliğine probleminizden uzağa bakın ve onun çözümünün size geleceğini bilin. Sizi yaratan ve sizi evrenin bu bölümüne yerleştiren güce güvenin. Şimdiye kadar sizi ayakta tutan sürece güvenin. Problemi bırakın. Unutmayın ki size tutunan problem değil, ona tutunan sizsiniz.

Bırak gitsin. Teknesi rıhtıma sıkıca bağlıyken kıyıdan çılgınca kürek çeken adam gibi olmayın. Sorunun diğer tarafına geçmek istiyorsanız, sizi iskelede tutan ipi kesmelisiniz.

Yakında başarıya giden yolda olduğunuzun işaretlerini görmeye başlayacaksınız. Yaptığınız işi bırakmayın ve bütün gün bu tür işaretlere bakın. Onları GÖRECEKSİNİZ. Fikirler size gelecek. Birini arayarak, mektup yazarak, e-posta göndererek harekete geçmek için tuhaf dürtüleriniz olacak. Bu sizinle konuşan “durgun, küçük ses” tir.

Sorunlarınız sizden daha güçlü değil. Başarının anahtarı sizde. Bu senin doğuştan hakkın. Onu senden hiç kimse alamaz. Hareketsiz olun ve kim olduğunuzu bilin. Sakin olun ve zihninizden geçen yüzyılların sayısız gelgiti hissedin. Eşsiz olduğunuzu ve bu dünyada sahip olduğunuz yeteneklerin ve yeteneklerinizin birleşimine sahip başka bir insan olmadığını bilin. Sen güneş ve yıldızlar kadar geçerlisin.

Komutan Spock’ın dediği gibi … “Uzun yaşa ve başarılı ol.”

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Kızarma Sorunu: Hafif Bir Rahatsızlık mı, Ciddi Bir Sorun mu?

Sorun Çözme / Düzeltici Eylem