11 Eylül’den sonraki son birkaç yılda çok şey değişti ve yine de çoğu işletme hala felaket durumlarına hazırlıklı değil. Sadece terörizm tehdidine karşı değil, aynı zamanda güvenlik ve doğal afet açısından da savunmasızdırlar. Bir terör eylemi ticari operasyonlar için önemli bir tehdit oluştururken; veri kaybı, iç ve dış hırsızlık, sel ve yangınlar da aynı derecede zararlı olabilir. Ne yazık ki, bir afete hazırlık planına benzeyen birkaç işletmeden, iş sürekliliği yönetimine hala çok az önem verilmektedir. Felaketler meydana geldiğinde, işletmelerin yalnızca zararlı olayın etkilerini derhal dengelemek için hazırlıklı olmaları gerekmez, bunu temel işletme işlevlerini korurken yapmaları gerekir. Süreklilik yönetimi olmadan afete hazırlık, ilerici bir eylem planı olmaksızın stratejik bir konumu güçlendirmeye benzetilebilir. İşleri daha karmaşık hale getirebilecek şey, işletmelerin sonuçları tam olarak dikkate almadan bir afete hazırlık planı uygulama eğilimidir.
İyi bir afet hazırlık planı, bir işletmenin çalışmaya devam etme yeteneğini engellememelidir. İşletmenin çıkarlarını koruyacak bir afet hazırlık planının başlatılması, sadece mevcut durumdan kaynaklanan zararı sınırlamakla kalmayıp, aynı zamanda operasyonel durumu korumak için gereken özeni göstererek her şeyi kapsayan bir mesele olmalıdır. 11 Eylül sonrası dünyada işletmelerin karşılaştığı belirsizlikler göz önüne alındığında, süreklilik yönetimi genellikle zorluklar karşısında başarı ile tamamen iş kaybı arasındaki fark anlamına gelebilir. Çoğu zaman, şirketler kayıp sorumluluklarını sınırlamak için adımlar atarlar, ancak nadiren, çoğu kayıp yükümlülüğünün uygun önlemlerle birlikte tamamen önlenebileceği gerçeğini dikkate alırlar. Afete hazırlıklı olma etrafında merkezlenmiş bir beklenmedik durum içermesi gereken iyi düşünülmüş bir iş sürekliliği yönetim planı, aksi takdirde trajedi olarak kabul edilecek şey karşısında zafer kazanabilir. Eski bir sözün dediği gibi, “Bir gram önleme, bir kilo tedaviye değerdir”.
GIPHY App Key not set. Please check settings