içinde

Biyolojik geri bildirimde ustasınız – Henüz Bilmiyorsunuz

Hiç ateşli hissettiniz ve sıcak bir kase çorba ile yatmaya karar verdiniz mi? Tatlı tercihiniz banyo tartınızda gösterilen sayılara mı bağlı? O halde vücudunuzu dinliyorsunuz! Termometredeki okumalara bağlı olarak, sıcak çorbayı (sıvı sağlayan) tercih etmeye ve dinlenmeye karar verdiniz. Banyo tartınızın üzerindeki rakamlar size fazladan çilekli kek alıp almayacağınızı söyler.

Öyleyse biofeedback konusunda yeni değilsiniz. Bilmiyor olsanız da, vücudunuzun size gönderdiği sinyalleri okuyarak sağlığınızı iyileştirmeye çalışıyorsunuz. Bu biofeedback. Doktorlar, fizyoterapistler ve hatta sıradan insanlar, tedavilerinin gidişatına karar vermek için hastanın vücudundan gelen sinyalleri kullandıklarında, biofeedback’e güveniyorlar.

Biofeedback’de elektronik aletler, doktorların bedenin hem fiziksel hem de psikolojik aktivitelerini izlemesini sağlar. Klinisyenlerin, hastaların vücudunun içini kolayca görebilen veya duyabilen hassas makineleri vardır. Kendi semptomları, ağrıları ve sancıları konusunda kafası karışık olan insanlara rastlamak nadir değildir. Bu makineler, bir kişinin iç faaliyetlerini hastanın kendisinden çok daha büyük bir hassasiyetle tespit edebilir.

Hastalar için biofeedback makinesi, onları vücutlarının gerçek işleyişine yönlendiren bir tür altıncı his gibi davranır. Makine tarafından verilen okumalara göre, biofeedback terapisti dahili ayarlamalar yapar. Bu bilgi değerlidir ve tedavi yöntemlerinin seçilmesi söz konusu olduğunda genellikle çok önemlidir. Terapist neredeyse bir futbol koçu gibidir, kenarda bekleyen ve hastalara performansı nasıl iyileştirecekleri konusunda talimatlar verir.

Biyolojik geri bildirim ilk ortaya çıktığında, doktorların büyük olasılıkla gerçekçi olamayacak kadar yüksek umutları vardı. Biyolojik geri bildirimin bir gün vücudumuz üzerinde bize o kadar çok kontrol vereceğini umdular ki, kendimizi sağlıklı bir şekilde rahatlatabiliriz. Bir hasta daha sonra ilaç almaktan kaçınabilir.

Günümüzde bilim adamları ve doktorların daha makul ve gerçekçi beklentileri var. Biofeedback, birçok hastalığın tedavisinde yardımcı olabilir. Ameliyat sonrası ağrıyı büyük ölçüde azaltabilir. Sindirim sistemi bozuklukları, kardiyak aritmiler, kan basıncı değişiklikleri, epilepsi, migren ve strese bağlı baş ağrıları ve felç bunlar biofeedback kullanılarak tedavi edilebilir.

Biofeedback genellikle stresi tetikleyen olaylara verilen alışılmış tepkileri değiştirmeyi amaçlar. Stres ve buna tepkimiz genellikle ağrı veya hastalığın altında yatan nedendir. Çoğu hasta için biofeedback, hastaların vücutlarını dinledikleri ve stres veya ağrıyı önlemelerine yardımcı olacak teknikleri öğrendikleri bir tür beceri eğitimidir.

Doktorlar, psikiyatristler, diş hekimleri, fizyoterapistler ve hatta hemşireler giderek biofeedback’e güveniyor. Biofeedback, diğer tedavi teknikleriyle birleştirildiğinde harika sonuçlar verir. Non-invaziv ve ağrısız bir süreç olduğu için biofeedback değerli bir seçenektir. Hastalara atakları tetikleyen faktörler (epilepsi ve migren durumunda olduğu gibi) ve semptomları yönetmek, azaltmak veya ortadan kaldırmak için ne yapmaları gerektiği öğretilebilir.

Biofeedback, kronik iyi huylu problemler için çok etkilidir. Bu terapi ile uzun süreli ilaçlar geçmişte kaldı ve acil servise gece yarısı ziyaretleri nadir hale geldi. En iyisi daha fazla yan etki YOK!

Ne düşünüyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

GIPHY App Key not set. Please check settings

Geleneksel Çin Tıbbında Yin ve Yang

Tatlı teslim