İyimserlik – Daha Eğlenceli!

Eminim duymuşsundur
Bir iyimser bardağı yarı dolu olarak görür
Kötümser bardağı yarı boş görür
Ve ekleyeceğim
Bir realist, 8 onsluk camın içinde 4 ons olduğunu görür.

Yani hepimiz bu üçünden hangisi olacağımızı seçme hakkına sahibiz.

Ve bir İyimser olma seçimiyle başlayacağım. Teorim, İyimserlerin daha çok eğlendiği yönünde.

Gülmek ağlamaktan çok daha eğlencelidir.

İnsanlarda, yerlerde ve eşyalarda en iyiyi görmek, aramaktan ve daha da kötüsü, insanlarda, yerlerde ve eşyalarda en kötüsünü bulmaktan çok daha eğlencelidir.

Sağlık, mutluluk ve refah hakkında konuşmak, hastalık, sefalet ve yoksulluk hakkında konuşmaktan çok daha eğlencelidir.

Yalnızca en iyiyi düşündüğünüzde ve yalnızca en iyisini beklediğinizde, genellikle elde ettiğiniz en iyi şeydir.

Hayat hakkında kötümser olma seçimi sadece bu bir seçimdir. Hayatınızı karamsar olarak yaşamak size hizmet ediyor mu?

Şimdi Realistler, haklıların kendileri olduğunu düşünüyorlar. En kötüsünü görmüyorlar ama gül rengi gözlükleri de yok.

Sonuçta sadece gerçekte neler olduğuna bakıyorlar, değil mi?

Ama biz sadece rastgele yaşam olaylarının kurbanları mıyız yoksa kaderimizi mi kontrol ediyoruz? Kendi gerçekliğimizi mi yaratıyoruz? Böyle düşünmek çok daha güçlendirici.

Kendi gerçekliğimizi yaratırsak, hayata bir realist olarak bakmak bizi engelliyor mu? Gerçeklik değişen bir kavram değil mi? Bugünün gerçekliği yarın ve sonraki gün çok farklı görünebilir. Kendi kaderimizi kontrol eden bizlersek, hayata bir realist olarak bakmak, neyin değişebileceğine dair kendi düşüncemizi sınırlayabilir. Hayat bir an içinde değişebilir. Ve olasılıklar arıyorsanız, daha iyiye doğru değişebilir, öyleyse kendi kaderinizin kontrolü sizdeyken neden gerçekçi olun? Gerçek sadece sizin algınızdır.

Öyleyse bana La-La diyarında asılı Gül renkli gözlüklü çılgın Pollyanna deyin, benim için önemli değil çünkü hayatım eğlenceli!