Birkaç dakika sonra, Marla ile verandada oturuyorduk. Tanrıların her an gelmesini bekliyordum. Merhaba John, Marla beni selamladı, Bu O’nunla buluşmak için harika bir ortam.
Kesinlikle öyle, diye cevap verdim, ama o nerede Marla? Bugün o gün olmalı, değil mi?
Evet, bugün ve zamanı geldi. Sonra Gideon’a dönerek, Neden devam edip açıklamıyorsun, Gideon dedi.
Rahatla John, dedi Gideon. Sana söylemem gereken birkaç şey var.
Biliyordum! Biliyordum! Hayal kırıklığı içimde dolup taşarak bağırdım. Bir şey bana onun burada olmayacağını söyledi. İç çekerek istifa ettim. Marla ve Gideon kısa bir süre hiçbir şey söylemedi. Sonunda Gideon bir yudum kahve daha aldı, sandalyesine yaslandı ve konuşmaya başladı.
Dikkatlice dinle, dedi John. Tanrı seni hayal kırıklığına uğratmadı. Tanrı asla kimseyi hayal kırıklığına uğratmaz. Size daha önce Tanrı’nın asla geç olmadığını söylediğimi hatırlıyor musunuz? Geldi. O burada, ama bunu son zamanlarda O’nu gördüğünüzden farklı bir şekilde yapmayı seçti. O’nu görmek için Büyük Şehir’e gitmeniz gerekmediğini, her zaman yanınızda olduğunu ve bir randevunun gerekli olmadığını anlamanızı istedi. O burada ve şu anda seninle, ama hissedebildiğin kadar göremiyorsun.
O halde O nerede, Gidyon? Sesim hâlâ hayal kırıklığıyla doluydu.
Sıradaki konuşan Marla’ydı. Dinle John, bize biraz daha güvenir misin?
Elbette Marla. Sana ve Gideon’a her zaman ya da en azından neredeyse her zaman güvendiğimi biliyorsun.
O zaman ağaçları işaret ederken, etrafınıza bakın, etrafınıza bakın ve gerçekten sessiz olun dedi. Yine de çılgınca akan düşünceleriniz. Şimdi kalbinizin ne söylediğini dinleyin ve Tanrı’yı görmeye başlayacaksınız.
Hikayenin geri kalanını okumak için http://www.spiritual-simplicity.com adresini ziyaret edin.
GIPHY App Key not set. Please check settings