Geçenlerde “The Promise” adlı bir film izledim. O kadar çok küçük gerçek ve farkındalık bana fırladı ki, bazılarını paylaşacağımı düşündüm.
Filmde verilen tek bir söz yoktu, çok vardı. Ve film ilerledikçe, birinin sözünü tutmamasının çoğu zaman sonuçları olduğunu fark ettim. Zarar sadece kendi başına değil, aynı zamanda hatalı söz veya sözden dolayı zarar gören insanlara da gelir.
Birisi bir söz verirse ve yerine getirmezse, o kişinin sözüne güvenen ve ona inanan kişi güvensizliği öğrenir. Bu güven eksikliği, sözünü başkalarına da vermeyen kişinin ötesine geçebilir. Bu mantığın ardından bir toplumun sağlığı ve yapısı etkilenebilir.
Bu nedenle, bütünlük eksikliği iki ucu keskin bir kılıçtır. Hem vereni hem de alıcıyı keser. Sözü veren kişiye artık güvenilmeyecek ve o kişinin sözünün gücüne dayanarak ihanete uğrayanla artık ticaret yapamaz veya onlarla çalışamaz. Her iki taraf da kaybetti. İhanet dalgaları iki kişiyi aşarsa, birçok kişi etkilenebilir.
Kişisel bir ilişki söz konusu olduğunda, bozuk bir sözün bedeli güven kaybından daha fazlasıdır, yanlış yönlendirilen kişiye derin bir zarar verilmesini içerir. Örneğin, evlilik yeminlerinin kutsal olduğu varsayılır. Bunları kırmanın kişisel ve duygusal maliyeti her iki taraf için yıkıcı olabilir. Çocuklar gibi dahil olan başkaları varsa, bu onlara da zarar verebilir. Ailenin parçalanması veya en azından hanehalkı liderleri arasında ortaya çıkan güvensizlik bulutu, hayatlarını altüst edecektir.
İş hayatında, bir kişinin sözünün iyi olması gerekir. Sözünüze sadık kalamazsanız, güvenilemezsiniz ve bu olduğunda ticaret yapmaya nasıl devam edebilirsiniz? Kredi limitleri kesilecek ve iş dünyasında çok değerli olan kişisel bağlantılar kaybedilebilir.
Dürüstlük, toplumun her düzeyinde ve her alanında önemlidir. Bütünlük olmadan bir sistemin, birimin veya toplumun dokusu parçalanmaya başlayabilir. Bütünlük olmadan insan nedir? Kişi bütünlükten yoksun olduğu için her şeyi kaybeder. Sonunda kendine olan saygısını bile kaybeder. Gerçeği ona ağladığında, kendisinin değersiz olduğuna bile inanmaya başlayabilir.
Çözüm, bütünlüğü geliştirmektir. İyi ve dürüst biri olmaya çalışın.
Aslında bütünlük, tarih boyunca öğretilen bir şeydir. Ayarladığınızda, her yerde ima ediliyor. Modern zamanlarda bile Falun Dafa adlı bir meditasyon uygulamasının kurucusu, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü öğretir. Dürüstlüğün önemli olduğunu düşünmeli. Aslında pek çok dini öğretide vurgulanan bütünlük fikri ve önemi insanın her çağında bulunabilir. İnsanların en soyluları dürüstlük fikrine değer vermiyor mu?
Dürüstlük bir fikirden daha fazlasıdır. Bu dünyada kalıcı bir başarıya sahip olmak için pratik ve gerekli bir karakter özelliği. Doğru, bazıları ciddi bir dürüstlük, ahlak ve etik eksikliğinden başarıya ulaşabilir. Ancak, er ya da geç düşmek üzere değişen kum üzerine inşa edilmiş bir ev gibidir.
Ve eğer bütünlük eksikliğinden dolayı düşüş ya da ödeme bu hayatta olmazsa, belki de ödeme sonraki hayatta kötü bir şekilde tezahür eder. İster reenkarnasyona, ister ölümün ardından cennete gitmeye inanın, ister herhangi bir şekil veya biçimde ölümü aşıp hayatta kalmaya inanın, şu anda bütünlüğü reddetmeye değmeyecek gibi görünüyor.
Öldüğünde hiçbir şeyin olmadığına, hayatın basitçe sona erdiğine inanan bir kişi için bile, günlük yaşamda bütünlüğün pratik yönleri açıktır. Bu erdemi görmezden gelenleri dürüstlük, statü kaybı ve acı ile iş ve kişisel ilişkilerde ödüller beklemektedir. Şu anda günlük yaşamlarımızda ve eylemlerimizde bütünlüğü geliştirmek iyi bir fikir olmaz mıydı?
Her birimiz birey olarak kişisel bütünlüğümüz üzerinde çalışırsak, kolektif olarak çocuklarımız ve kendimiz için daha iyi bir dünya ve daha iyi bir toplum inşa etmeye başlayabiliriz. Bunun için çabalamaya değmez mi?
GIPHY App Key not set. Please check settings