Eşitlik Teorisi ve Çalışan Motivasyonu

İş hayatında, Çalışan motivasyonunun Eşitlik Teorisi, bir çalışanın kendisine ne kadar adil davranıldığını algılaması ve çalışmak için ne kadar motive olduğu arasındaki ilişkiyi tanımlar. Ekonomi alanında uzmanlaşmış bir yazar olan Peter Drucker, ilk önce Eşitlik Teorisi ile çalışan motivasyonu arasındaki bağlantıyı önerdi.

Eşitlik Teorisinin arkasındaki temel fikir, işçilerin işlerine ne koyduklarını ve onlardan aldıklarını dengeleme çabasıyla, çeşitli katkılarının her birine bilinçsiz bir şekilde değerler atayacaklarıdır.

Çalışanlar, zamanlarının yanı sıra, zeka ve hırs gibi kişisel güçlerine ek olarak deneyimlerine, niteliklerine ve yeteneklerine katkıda bulunur. Elbette para, bir çalışan için birincil motive edici sonuçtur, ancak tek ve hatta bazı durumlarda en önemli faktör değildir. Güç ve statü, esneklik, yetenekler ve çeşitlilik kadar temel motivasyon unsurlarıdır.

Eşitlik Teorisine göre, en yüksek motivasyonlu çalışan, ödüllerinin katkılarıyla eşit olduğunu algılayandır. Akranlarıyla aynı oranda çalıştığını ve ödüllendirildiğini hissederse, o zaman adil muamele gördüğüne karar verecektir.

Bu, her yöneticinin her çalışana aynı şekilde davranması gerektiği anlamına gelmez, çünkü her işçi katkılarını aynı şekilde ölçmez. Örneğin, esnek çalışma saatleri çalışan bir anneyi maaş artışından daha fazla motive edebilir. Tersine, genel bir ücret artışı çoğu çalışanı memnun edebilse de, en yüksek üreticiler hırsları için ödüllendirilmediklerini algılarlarsa daha az motive olabilirler. Eşitlik Teorisi ve çalışan motivasyonu üzerine yapılan araştırmalar, genel olarak, gereğinden fazla ödüllendirilen çalışanların, yeterince ödüllendirilmemiş, daha az motive olmuş çalışanlardan daha fazla ve daha kaliteli üreteceklerini göstermiştir.