7. yüzyılda yaşayan bir Arap dehası bir zamanlar şöyle demişti: “Başarı, öngörü ve kararlılığın sonucudur, öngörü derin düşünme ve planlamaya bağlıdır ve planlamanın en önemli faktörü, sırlarınızı kendinize saklamaktır”. Bu dehanın adı, Hz.Muhammed’in geride bıraktığı kıtayı saran İslam medeniyetinin en şanlı, en asil ve parlak liderlerinden biri olan Ali İbn Ebî Thalib’di.
Ancak bu makalenin amacı dini bir şahsiyeti veya bir medeniyetin tarihini tartışmak değildir. Yukarıda verilen alıntı, bu makalenin geri kalanına ivme kazandırmak içindir.
“Başarı, öngörü ve kararlılığın sonucudur, öngörü derin düşünmeye ve planlamaya bağlıdır ve planlamanın en önemli faktörü, sırlarınızı kendinize saklamaktır.”
Üzerine herhangi bir düşünce, planlama veya hedef koymadan herhangi bir başarı ölçüsüne ulaşmak, tanımı ve gerçekliği gereği imkansız ve mantıksızdır. Rastlantısallık ve şanstan doğan herhangi bir kazanım, hiçbir şekilde başarı olarak kabul edilmemelidir, tıpkı önemli bir piyango kazanmanın başarı olarak adlandırılmaması gerektiği gibi.
Bir hedefe ulaşılması, tanımı gereği, bilinçli bir planlama unsuru olmasını ve buna müteakip çaba sarf edilmesini gerektirir, çünkü hedef, herhangi bir kişi, kurum veya kuruluşun bilinçli olarak üzerinde çalıştığı bir amaçtır. Hedef ne kadar belirsiz veya net olursa olsun, bir dereceye kadar planlama, uygulama, izleme ve iyileştirme kesinlikle işin içindedir.
Başarılı olanların yaşam öykülerini ya kendi yaşamınızda ya da tarihte gözlemlerseniz, başarıları hakkındaki gerçeğin bir dizi çok yaygın, evrensel, zamansız ve değişmeyen faktöre – veya ilkelere atfedilebileceğini fark edersiniz.
Bu ölümsüz ilkeler, endüstriden akademiye, kurumsal dünyanın fildişi kulelerinden bir kreşin sıcaklığına, konforuna ve güvenliğine kadar hemen hemen her alan veya çalışma alanı için evrensel olarak uygulanabilir. Dünyada gelişen değişiklikler ve zorluklar, bu ilkelerin geçerliliğine ne katkıda bulunur ne de çıkarır, sadece bunların uygulanmasında permütasyonlar ve evrimler yaratmaya hizmet eder, özü değil.
Şimdi, bu ilkeler tam olarak nedir? Burada bulgularımdan birkaçını listeleyeceğim –
1. En başarılı olanlar, ya hayatları için ya da dünya için muazzam, muazzam, her şeyi tüketen bir Vizyon tarafından yönlendirilir. Dünyayı, vizyoner fikirlerini tezahür ettirmek ve somutlaştırmak için mükemmel bir oyun alanı olarak görürler ve an be an bilinçli olarak farkında olsalar da olmasalar da, genellikle bu vizyon tarafından yönlendirilirler.
2. Bu büyük vizyonları ile uyumlu hedefler ve hedefler belirlerler. Ayrıca, büyük vizyonlarıyla uyumlu olmayan ve genellikle bu nedenle düşman yaratan sözde fırsatları, gelişmeleri, yenilikleri ve cazibeleri reddetme ve görmezden gelme disiplinine sahiptirler. Bununla birlikte, bu başarılara ve vizyonlarına sadık kalanlar, vizyonlarını gerçeğe dönüştürme konusunda gerçek arkadaşlar ve ortaklar olarak kendilerini hak ettiklerini kanıtlıyorlar.
3. Aradıklarını başarmak için mümkün olan en iyi yöntemleri ararlar, asla sıradanlık ya da aptalca çabalara razı olmazlar. Bu başarılılar için ‘tembellik’ veya ‘sıkı çalışma’ terimleri onlara yabancı kavramlardır. Motive edildikleri şey vizyonları ve bu vizyona ulaşmak için ulaşmaları gereken hedeflerdir. Bu hedeflerine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapsınlar, kabul edecekler ve onlar da insan olsalar ve yorgunluk hissedebilseler de, gerekli çalışmayı korkulacak bir şey olarak değil, yaşamak, hatta zevk almak için bir şey olarak görüyorlar.
4. Büyük başarılar sürekli öğreniyor. Kendi hatalarından, başkalarının hatalarından, içine kapıldıkları gerekli hedefe ulaşma süreçlerine ilişkin gözlemlerinden öğrenirler.
5. Basitçe öğrenmeyi bırakmazlar, ayrıca öğrendiklerini eyleme geçirirler, yöntemlerini gerçek zamanlı olarak dinamik ve tutarlı bir şekilde geliştirirler. Bazen öğrendiklerinden kaynaklanan kademeli gelişimlerinden elde ettikleri büyüme ve iyileştirmeler çok az olabilir, bazen çok büyük bir gelişme, hatta ilerleme kaydedebilirler.
Ancak akıllarında, küçük iyileştirmeler ile büyük iyileştirmeler arasında ayrım yapmazlar, ne büyük iyileştirmeler yapmayı saplantı haline getirirler ne de sadece küçük iyileştirmelerden memnun kalırlar. Büyümenin tüm boyutları ve tarzları onlar tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır.
En başarılı olanların tüm hedef belirleme sırları bir avuç ilkeye yoğunlaştırılabilseydi, yukarıda sıralanan 5 tanesi yeterli olacaktır. Planlama, düşünme, programlama, niyet etme, organize etme, yönetme veya kontrol etme ile ilgili diğer her tartışma, yukarıdaki 5 ilkenin basit bir sonucudur.
GIPHY App Key not set. Please check settings