Çoğu zaman aile ve arkadaşlarla olan etkileşimimizde karşılaşılan sorunlar kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir. Kaçınılmaz olarak, yardımcı olmaya çalışırken, genellikle sorunun nasıl çözüleceğine dair tavsiyeler vererek tepki veririz.
Ancak, aşağıdaki nedenlerden dolayı bu genellikle önerilmez:
Sorunun ne olduğunu bildiğimizi ve sorunla ve diğer kişinin bakış açısıyla ilgili yeterli ayrıntıyı öğrenmek için dinleyici olmayı unuttuğumuzu varsayıyoruz.
Karşımızdaki kişinin sıkıntılarına empati kurmayı unutuyoruz.
Tavsiyeyi veren kişi olduğumuz için ‘itibar’ kazanıyoruz, çünkü tavsiye muhtemelen danışmanın yaptığı veya başkalarının yaptığı ve başarılı olan bir şeydir. Dolayısıyla, dinleyici başarılı olmazsa veya bunu daha önce yapmışsa ancak başarılı olmadıysa, bunun anlamı, tavsiyenin iyi olmaması değil, dinleyicinin onu iyi uygulamamasıdır. Bu, danışanı aptal ve beceriksiz hissettirme eğilimindedir.
Tavsiye verdiğimizde, ‘uzman’ olurken diğer kişiyle ‘aşağı’ konuşuruz. Bilgimizi ve ‘bilgeliğimizi’ konuşmaya ve göstermeye o kadar hevesliyiz ki, diğer kişiyle ‘eşit’ düzeyde etkileşimde bulunmuyoruz. ‘Uzman’ pozisyonunu üstleniriz ve diğer kişinin de bizimle paylaşacak bilgiye sahip olduğunu unutabiliriz.
Kişinin çözümü kendi başına çözemeyeceğini düşündüğümüz mesajını veriyoruz. Bu, diğer kişi için güçsüzdür.
Kişinin gösterdiği çabaları küçümsüyoruz. Kişinin kendini değerlendirmesine yardımcı olmak yerine, ne yaptığının değerlendiricisi oluruz.
Tavsiye Verme Örneği:
C: Jolyn ve benim sorunlar yaşıyoruz. Son zamanlarda daha çok tartışmalar yaşıyoruz.
B: Hmm, her zaman ikinizin de birbirinize uygun olmadığını düşünmüşümdür. (B, tahmini için itibar kazanıyor. B, A’nın sorunları hakkında daha fazla bilgi edinmek için sorular sormuyor)
C: Oldukça iyi anlaşıyorduk. Ama son zamanlarda işle çok meşguldüm ve onunla çıkacak zamanım olmadı. İşe çok fazla zaman harcadığımı düşünüyor.
B: Sizi anlamadığını gösteriyor (B sorunun ne olduğunu bildiğini varsayıyor). Belki ondan ayrılmalısın (tavsiye vermek, A’nın bir çözüm bulamayacağını ima etmek). Kılık değiştirmiş bir lütuf olabilir.
C: Mutsuz olurum. Onsuz ne yaparım bilmiyorum.
B: Üstesinden geleceksin (B, empatiyi A’ya genişletmiyor). Ben de 2 yıl önce Doris’ten ayrıldığımda yaptım. (B kendine kredi veriyor)
C: Ona güllerini telafi etmesi için gönderdim ama işe yaramadı.
B: Bunun onun için işe yarayacağını sanmıyorum (A’nın ne yaptığını değerlendirerek). Seninle zaman geçirmek istediğine göre, işini bir kenara bırak ve ona zaman ayır.
C: Karşılamak için son tarihlerim var.
B: Peki, ne istediğinize karar vermelisiniz (bu, A’nın ikilemine yardımcı olamaz ve onun yerine aptal ve yetersiz hissetmesine neden olabilir.)
Sohbetlerde Soru kullanmak, diğer kişinin sahip olduğu sorunlar üzerinde düşünmesine yardımcı olduğu için genellikle daha yararlıdır. Aşağıdaki bu konuşma örneği:
C: Jolyn ve benim sorunlar yaşıyoruz. Son zamanlarda daha çok tartışmalar yaşıyoruz.
B: Bunu duyduğuma üzüldüm (empatiyi genişletmek). Bana bundan biraz daha bahsetmek ister misin? (dinleyici olmak, sorunun ayrıntılarını bulmak için)
C: İşimle gerçekten meşguldüm ve onunla çıkmak için zamanım olmadı. İşe çok fazla zaman harcadığımı düşünüyor.
B: İşinizde hep böyle miydi?
C: Hayır, büyük bir proje nedeniyle bu son iki ay. Karşılama için son tarihler ve diğer iş baskıları.
B: Senin için zor olmalı. (empatiyi A’ya genişletmek ve dolaylı olarak A’ya beklettiği için kredi vermek)
C: Evet, ama Jolyn için zaman ayırmam gerekiyor. Çok çalışıyorum. Biraz gevşemeliyim (öz değerlendirme). Sanırım daha sonra ona biraz çiçek göndereceğim ve yarın bir akşam yemeği randevusu için onu arayacağım. (kendi çözümleriyle geliyor)
B: En iyisi
Referanslar:
www.succezz.com/StresstheSilentKiller.html
www.succezz.com/How2BHappy.html
www.succezz.com/S2/7WaystoLiveLiftotheMax2.html
GIPHY App Key not set. Please check settings