Her ev görünmeyen toksinlerle doludur. Göremediğimiz, koklayamadığımız veya dokunamadığımız iğrenç küçük şeyler bol miktarda bulunur. Bilim bu toksinlerin var olduğunu keşfetmeye başladığında, insanlar ev içi alerjilere neyin neden olduğunun daha fazla farkına vardılar ve daha aşırı durumlarda, örneğin toksik küf ölüme neden olabilir.
Peki bir tüketici olarak bu toksinleri önlemek için ne yapabiliriz? Bir zamanlar, ‘temizlik tanrısallığın yanındadır’ sözü yeterliydi, ama artık değil. Giysilerimizde, mobilyalarımızda ve diğer normal ev eşyalarımızda kullanılan bu kadar çok sentetik maddenin ortaya çıkmasıyla, temizlik yeterince iyi değil.
Bugün toksik olmayan seçenekleri aramaya başlamalıyız. Ürünlerimizi tedarik eden firmaların etiketlerini okumalı ve üretim süreçlerini bulmalıyız. Sağlığımızı aklımızda tutmayan ülkelerden dış ithalata alternatif sağlayan şirketleri aramalı ve desteklemeliyiz.
Nereden başlamalı? Evinizdeki zeminlere bakarak başlayın. Formaldehit yapıştırıcılarla sabitlenen sert ahşap ve lamine zeminler birkaç yıl boyunca gazdan çıkacaktır. Halılar ve altındaki dolgu, kalıpların sessiz bir yeri olabilir.
Mobilyalarınıza bakın. Hepsi Doğu’dan bir yerden sınırın güneyinden mi ithal ediliyor? NAFTA teoride harika bir fikir ama ne yazık ki dünya ticareti bazen dünyanın sağlık sorunları anlamına da geliyor. Tüm ülkeler, Amerika Birleşik Devletleri’nin sahip olduğu EPA ve FDA standartlarına sahip değildir. Bu, ürettikleri monte edilmiş ürünlerden daha fazla gaz çıkışı anlamına gelebilir.
Bu güvenli bir eve sahip olmak anlamına mı geliyor, her şeyi atıp yeniden başlamanız gerekiyor. Hayır, ancak bilinçli olarak, eviniz için yapacağınız bir sonraki satın alma işlemi güvenli, toksik olmayan ve çevre dostu olabilir. Bu, basitçe, toksin içermeyen bir ev için doğru yönde bir adım anlamına gelir.
GIPHY App Key not set. Please check settings