Ağrı. Muazzam acı. Bazen dayanılmaz, bazen anlaşılmaz. Çoğumuz hayatı acı içinde yaşıyoruz. Karar vermenin acısı. Hayatı düşünmenin acısı. Ölü ilişkileri canlı tutmanın acısı. Bizi rahatsız eden hatıraların acısı. Korkunun acısı. Sabah kalkmanın acısı ve uykusuz gecelerin acısı. Çok değerli birinin kaybının acısı ve geri dönmesini beklemenin acısı. Her şeyde acı ve daha fazla acı.
Hayat bu. Acının hayatı. Aynada kendi gözlerinize bakın ve birçok kez yorgunluğun acısını göreceksiniz. Acıdan kaçmaya çalışmanın acısı. Neden? Çünkü hepimiz yaşıyoruz. Evet, acı yaşadığımız için gelir. Sadece ölülerin huzuru vardır. Veya çok küçük çocuklar veya azizler. Geri kalanımız her zaman biraz acı çekiyor. Acı, hayatın o kadar önemli bir parçası haline gelir ki, çoğu zaman acı içinde yaşadığımızı unutmaya meyilliyiz. Neşeli bir hayatın ve acısız bir hayatın farkına varmayız.
Acılara karşı koymanın bir yolu var mı? Bazen dengemizi kaybetmeye başladığımızda psikiyatristlere yaklaşırız. Ancak seçim yanlışsa, bu daha büyük acılara neden olabilir. Acı çekmeyen bir ulusun başkanı mıdır? Ona sorun ve bir sürü sürprizle karşılaşırsınız. Ağrısız genç bir genç mi? Sor ve başka bir sepet al. Listelemeye devam edin ve sormaya devam edin. Şirketlerin CEO’ları, öğrenciler, küçük yöneticiler, dükkan sahipleri, film yapımcıları, ünlüler, fakirler … Liste sonsuz olacak ve acıların hikayesi de olacak.
Acılardan kurtulmanın bir yolu var mı? Kişi hayatında olup biteni yaşamanın özünü öldüren üzerine düşünebilir. Ancak, kendimizi tamamen değiştirmedikçe, bu egzersiz hiçbir acıyı ortadan kaldırmayacaktır. Bu nasıl yapılır? Bize acı veren şeyi düşünmek ve bulmakla başlayalım. En küçük acıyı bile sayın. Soruşturma yapma yolculuğu başlasın. Acılardan çıkmak sadece bu egzersizi takip edecektir. İlk adımı at. Tüm acıları düşündükten ve saydıktan sonra, bazı ağrıların tamamen kaçınılmaz olduğunu fark edebilirsiniz.
GIPHY App Key not set. Please check settings