Görsel sanatçı biyografileri, film dünyasında popüler bir konudur. Film yapımcıları, özellikle delilik, uyuşturucu bağımlılığı veya diğer zorlu konuları içeriyorsa görsel sanatçı biyografilerinden her zaman etkilenmişlerdir. Aslında, onlara restore edilmiş veya orijinal sanat eserlerini büyük ekranda gösterme fırsatı veriyor.
Burada görsel sanatçıların hayatıyla ilgili en ilginç filmlerden bazılarını okuyabilirsiniz.
1) Vicente Minnelli’nin 1952’de yönettiği “Yaşam Şehveti”:
Vincent Van Gogh’un biyografisi birçok film uyarlaması kazandı. Özellikle Vincent’ı canlandıran Kira Douglas onu çok dikkate değer kılmıştır. Film, aynı zamanda Michel Angelo hakkında “The Agony and the Ecstasy” yazan ve yine bir film haline getirilmiş olan Irving Stone’un en çok satan kitabına dayanıyor. Van Gogh’un eserlerini beğenirseniz, 200’e yakın orijinal Van Gogh tablosunun yer aldığı “Yaşam Şehveti” nden de keyif alacaksınız. Kirk Douglas’a aşina iseniz, onu bu işkence görmüş ressam olarak görmek biraz garip. Van Gogh hakkında tavsiye edilen bir diğer film ise 1990 yapımı Robert Altmans Vincent ve Theo.
2) 1996’da James Ivory’nin yönettiği Surviving Picasso:
Van Gogh gibi, Pablo Picasso’nun imajı onu sanatsal çevrenin dışında ikonik bir figür yaptı. Van Gogh, başarısı ölümünden sonra ortaya çıkan manik bir depresif olan kendi yıkımını sembolize ederken, Picasso misantropik ve kadınlaştırıcı sanatçıyı temsil ediyor. Picasso’nun kadınlarla ilişkileri bu filmin odak noktası. Hikaye, Picasso’nun asistanı Francoise Gilot’un gözünden anlatılıyor ve yalnızca sanatçının eserlerinin reprodüksiyonlarını içeriyor. Yetenekli Anthony Hopkins, sanatçıya inanılmaz bir benzerlik taşıyan Picasso’yu oynuyor. Bu film, gerçek kadar acımasız, benmerkezci ve dahice bir portre yaratmayı başarıyor.
3) Meter Webber tarafından 2003 yılında yönetilen İnci Yüzüğü Olan Kız:
Van Gogh ve Picasso ile karşılaştırıldığında Vermeers’in biyografisi daha az biliniyor ve daha az tartışmalı. Bu nedenle, bu film öncekilerden çok daha sınırlı ve hassastır. Film, Verneers’in düşük sınıf ev hanımının portresini yaptığı kısa bir döneme odaklanıyor. Film, resim sürecini dramatize ederek ekstra sinematik geleneklerden kaçınmasa da, ressamın renk ve ışık algısını uyandırmayı başaran sanatsal tasarımıyla bakmaya değer.
4) 1996 yılında Julian Schnabel tarafından yönetilen Basquiat:
Görsel sanatlarla ilgilenen filmlere yönelik en yaygın eleştiri, yaratma sürecini ifade etme biçimidir. Ünlü ressam Julian Schnabel’in yönettiği Basquiat için büyük beklentiler vardı. Bu başarı, Michelle Basquiat’ın yükselişini ve düşüşünü iyi ifade ediyor. Her neyse, bu filmi izlemenin ana nedeni Andy Warhol’u oynayan David Bowe.
5) 2002’de Julie Taymor’un yönettiği Frida:
Biyografisini filme uyarlayan çoğu sanatçı gibi Frida Kahlo’nun da bir otobüs kazası, sorunlu bir evlilik ve Leon Troçki ile bir ilişkisi dahil olmak üzere oldukça sıra dışı bir tanesi vardı. Van Gogh, Picasso ve Jackson Polloch gibi Frida Kahlo da filmi yaratılmadan çok önce bir ikondu, ancak 123 dakikası onun feminist bir idola ve 20. yüzyılın en ünlü ressamı olarak konumunu güçlendirmesine yardımcı oldu. Frida resimleri ve sonucu ile çok renkli ve keyifli. Şiddetle tavsiye edilir
GIPHY App Key not set. Please check settings