1981’de Prens Charles ve Leydi Diana Spencer’ın evlenmek üzere nişanlandıklarını açıkladıkları yıl, Londra’nın merkezinde Berkeley kare balosunu tutan markayı süslemek için bir çiçekçi ekibinin parçası olarak işe alındım.
Çok erken gelmemiz gerekiyordu, bu da sabahın ikisinde evden ayrılmak anlamına geliyordu. Çiçeklerin teması aşk ve romantizm ve pembe ve beyaz renk şemasıydı.
Dünyanın her yerinden güzel egzotik çiçekler ithal edilmişti, Pandora’nın kutusunu açmaya benziyordu, büyük oryantal Asya ve cala zambakları, cymbidium ve dendrobium orkideleri gülleri ve gerberler geniş kaide düzenlemelerinde kullanılırken masa pozlarında frezya kullanıldı. Ortamı daha romantik hale getirmek için ayrı küçük alanlar oluşturmak için bahçe kafesleri dikildi. Sürünen sarmaşıkların görünümünü vermek için kesilmiş sarmaşık ve peksimetlerin kafeslere tutturulması saatler harcandı. Daha sonra yapraklara kesme çiçekler tutturuldu, karanfilleri sudan solmayan dayanıklı çiçekler olarak kullandık.
Çalışırken ünlüler rutinlerini prova ederken eğlendik. Elaine Page’in Lionel Blair ve kız kardeşi ile birlikte Evita ve Bonny Langford’dan hit şarkılarını söylemesi bizi çok özel hissettirdi. Hatta gelip çalışmalarımıza hayran kalmaları için zaman ayırdılar.
Romantik bir jest olarak birkaç çift aşk kuşu, markanın etrafındaki güzel beyaz kafeslere asıldı. Ne yazık ki bir kafes düştü ve kapı açıldı ve bir aşk kuşunu markanın içine çekti. Hepimiz kovalamaya devam ederken, birkaç kez uçtu. Bir çiçekçi onu yakalamaya yaklaştı, ancak tuvalin altında bir boşluk bulmayı başardı ve kayboldu. Tek başına kalan bir kuş için hepimiz çok üzüldük ve üzüldük. Kalan kuşun birlikte olabilmeleri için meydana bırakılmasına karar verildi.
Kuşların birbirlerini bulup bulmadıklarını ve sonsuza dek mutlu yaşamalarını umduklarını sık sık merak ettim.
GIPHY App Key not set. Please check settings