Aknenin Nedenleri ve Yeni Tedavi Yaklaşımları

Aknenin nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak dermatologlar bilgi ve tedavi yaklaşımlarında kesinlikle gelişmiştir. Süreç boyunca akne ile ilişkili olduğuna inanılan birçok şey ya göz ardı edildi ya da daha derin bir anlayışla değiştirildi.

Akne, bir kişinin hayatı boyunca herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Pek çok insan gençlik yıllarında sivilceden muzdaripken, o zaman sivilcenin olmaması, bir yetişkin olarak gelişmeyebileceği anlamına gelmez. Bununla birlikte, genetik bir rol oynar. Yani ailenizden birinin aknesi varsa, sivilce geliştirme şansı daha yüksektir.

Ancak sivilce bulaşıcı değildir. Ergenlik yıllarında, adet gören kadınlar ve menopoza giren kadınlar için akne ile ilişkili hormonal değişiklikler vardır.

Akne hastalarının kanlarındaki normal testosteron hormon düzeylerine daha duyarlı olan yağ üreten bezleri vardır. Bazen çok fazla testosteron üretilir. Kadınlarda da az miktarda testosteron bulunur ve bazı kadınlar için adrenal veya yumurtalık hastalığı, bu erkek hormonlarının aşırı üretimine neden olan aknenin altında yatan bir nedendir.

Testosteron veya vücudun ona karşı artan duyarlılığı, yağ bezlerinin olması gerekenden daha fazla yağ üretmesine neden olur. Burada saç kökünü çevreleyen ölü deri hücrelerinin fazla dökülmesi, saç köklerinin daralması, saç kökleri içindeki hücrelerin düzensiz kümelenmesi gibi diğer faktörler devreye girer. Sonuçta, foliküllerin ölü deri hücreleri ve yağ ile tıkanması ve folikülün açılmasının engellenmesidir. Buna komedon denir.

Bu ortam, akne bakterisi Propionibacterium acnes’in çoğalmasına yardımcı olur. Bu bakteri ciltte yaşar ve normalde zararsızdır. Ancak tıkanmış gözeneklerdeki yağ ve ölü hücreler onun için yiyecek gibidir ve bu bakterinin yemek zamanının parçalanan ürünleri cildi tahriş eder. Bakteriler folikül duvarı kırılacak kadar çoğalırsa lezyonlar gelişebilir.

Aknede inflamasyonun rolü akne tedavisine nasıl yaklaşılacağına dair yeni bilgiler vermek için araştırılmaktadır. Derideki iltihaplanma süreci, derideki kolajeni parçalayan molekülleri çekebilir. Bu kalıcı hasara yol açabilir – yara izi. Michigan Üniversitesi’ndeki bir araştırma ekibi, bağışıklık sisteminin ‘akne istilası’nın etkilerine verdiği tepkinin yoğunluğunu azaltan tedavileri test ediyor. Enflamasyon seviyesini azaltarak sivilce izini önlemeyi umarlar.

Referanslar:
1. innovations-report.com/html/reports/medicine_health/report-33149.html